Bismillâhirrahmânirrahîm...
Müslümanın hayatı, sadece belli vakitlerde kılınan namazlardan veya özel günlerde yapılan ibadetlerden ibaret değildir. İslam, insanın gündelik yaşamından siyaset ve ekonomiye, ahlaktan aile ilişkilerine kadar her alanını kuşatan bir dindir. Bu hakikati en veciz şekilde ortaya koyan isimlerden biri de şüphesiz Hasan el-Bennâ’dır. O, Müslüman fertlerin nasıl bir hayat nizamı kurmaları gerektiğini, hangi görev ve sorumlulukları omuzlamaları gerektiğini maddeler halinde ortaya koymuş, “vecibeler” adıyla tarihe geçen bir manifesto bırakmıştır. Bugün bu prensipleri hatırlamak, bireysel hayatımızı yeniden gözden geçirmek ve çağımızın mazlum coğrafyalarına karşı görevimizi idrak etmek her birimiz için zaruridir.
Hayatı Kur’an’la Kuşatmak
Bir müminin en temel sorumluluğu, Allah’ın kitabıyla hemhal olmaktır. Kur’an, yalnızca okunacak bir kitap değil; hayatın rehberidir. Hasan el-Bennâ, her Müslümanın günde en az bir cüz okuyarak Kur’an’la bağını diri tutmasını tavsiye eder. Hatmi ne çok uzatmayı ne de aceleye getirmeyi salık verir. Bu, kalbin Kur’an’la yoğrulması ve ayetlerin insana yön vermesi için bir ölçüdür. Ayrıca siyer ve hadis okumalarıyla Resûlullah’ın örnekliğini canlı tutmak, kırk hadis ezberleyerek sünneti hayatımıza taşımak yine temel vecibelerden biridir. Çünkü Müslüman için yol haritası, Allah’ın kelamı ve Rasulullah’ın sünnetidir.
İbadetle Kulluk Şuurunu Diri Tutmak
Namaz, oruç, zikir ve dua… Bunlar müminin ruhunu besleyen ana kaynaklardır. Hasan el-Bennâ, namazı vaktinde ve huşu ile kılmayı, nafile ibadetlerle Allah’a yaklaşmayı, gece namazıyla kalbi diri tutmayı tavsiye eder. Ayrıca ayda en az üç gün oruç tutmak, zikri dilinden ve kalbinden düşürmemek, abdestli bulunmaya özen göstermek müminin günlük sorumlulukları arasındadır. Çünkü ibadet, sadece bireysel bir yükümlülük değil, aynı zamanda müminin toplum içindeki ahlakını ve davranışlarını şekillendiren bir okul mesabesindedir.
Ahlak ve Nefis Terbiyesi
Müslümanın şahsiyetini inşa eden en önemli unsur ahlaktır. Doğruluk, vefa, cesaret, vakar, hayâ ve tevazu, Hasan el-Bennâ’nın vecibeleri arasında sıkça vurgulanan hasletlerdir. Doğru sözlü olmak, verdiği sözde durmak, cesurca hakkı söylemek, hata yaptığında bunu itiraf etmek bir müminin vakarını ortaya koyar. Aynı zamanda kibir ve gurura kapılmadan mütevazı olmak, iyilikle sevinmek, kötülükle üzülmek, nefsi sürekli muhasebeye tabi tutmak da kişiliği olgunlaştıran adımlardır. Nefsin arzularına gem vurmak, gözünü haramdan korumak, kötü arkadaşlardan uzak durmak, zamanı israf etmemek, bütün bunlar ahlakî terbiyenin unsurlarıdır.
Sağlık ve Temizlik
İslam, temizliği imanın yarısı olarak görür. Müslümanın evi, elbisesi, bedeni ve işyeri temiz olmalıdır. Bu temizlik sadece dış görünüşte değil, ruh ve kalpte de olmalıdır. Ayrıca Hasan el-Bennâ, sağlık kontrolünü ihmal etmemeyi, bedeni koruyacak alışkanlıklara dikkat etmeyi, zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak durmayı da bir sorumluluk olarak belirtir. Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklar, Müslümanın hayatında yer bulmamalıdır. Sağlıklı bir beden, güçlü bir ibadet hayatının ve verimli bir davet faaliyetinin en önemli aracıdır.
Toplumsal Sorumluluk
Müslüman sadece kendi ibadetleriyle yetinen bir fert değildir; o aynı zamanda toplumunun dertleriyle hemhal olan, mazlumların acısını paylaşan, ihtiyaç sahiplerinin yanında duran bir şahsiyettir. Hastaları ziyaret etmek, yoksullara yardım etmek, zayıfları korumak, felaketzedelerin acılarını paylaşmak Müslümanın toplumsal vecibelerindendir. Ayrıca malının bir kısmını davaya ayırmak, zekat ve sadakayı yerine getirmek, ümmetin iktisadi gücünü artıracak Müslüman işletmeleri desteklemek de bu sorumluluk kapsamındadır. Müslüman, ekonomik hayatında faize bulaşmaz, haram kazançtan uzak durur, helalinden kazanır ve infak eder.
Cemaat ve Kardeşlik
İslam, ferdiyetçi bir din değildir. Müslüman, cemaatle güçlüdür. Hasan el-Bennâ, mensup olunan topluluğu tanımayı, kardeşlik hukukunu gözetmeyi, toplantılardan geri kalmamayı, kardeşlerine öncelik vermeyi tavsiye eder. Bir Müslüman, cemaatine bağlı olmalı, davasını yaymaya çalışmalı, liderliğiyle istişare halinde bulunmalı ve kendisini bir asker gibi görmelidir. Çünkü davanın yükü tek başına taşınmaz; omuz omuza verilen mücadeleyle büyür.
Ekonomi ve Çalışma Disiplini
Ne kadar zengin olursa olsun, her Müslüman bir işle meşgul olmalı, helal kazanç kapısı edinmelidir. İşinde dürüst, güvenilir, sözünde sadık olmalı; borcunu ertelememeli, başkasının hakkını eksiksiz teslim etmelidir. Lüksten uzak durmak, israftan sakınmak, malının bir kısmını beklenmedik olaylara karşı ayırmak da vecibeler arasındadır. Çalışmak sadece dünyalık bir uğraş değil, aynı zamanda izzetli bir hayat sürmenin ve ümmetin onurunu korumanın da yoludur.
Basitlik, Okumak, Namaz, Askerlik ve Ahlak
Hasan el-Bennâ, tüm bu vecibeleri beş kelimede özetler: Basitlik, okumak, namaz, askerlik ve ahlak. Müslüman sade yaşar, gösterişten uzak durur. Devamlı okur, bilgiyle kendini donatır. Namazla hayatını düzenler. Asker gibi disiplinli, hazır ve bağlıdır. Ahlakla insanlara güven verir ve İslam’ın güzelliğini temsil eder.
Günümüzde Filistin ve Zulümlere Karşı Sorumluluk
Hasan el-Bennâ’nın ortaya koyduğu bu vecibeler, sadece bireysel hayatı düzenleyen kurallar değildir; aynı zamanda ümmet bilincini ve mazlumlara karşı sorumluluğu da diri tutan esaslardır. Bugün Filistin’de yaşanan zulüm, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanların maruz kaldığı baskı ve işkenceler, bu vecibelerin ne kadar canlı ve gerekli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
Peki bir Müslüman, Filistin’deki zulme karşı ne yapabilir?
Dua: Zulme uğrayan kardeşlerimiz için dua etmek, kalbi bağlılığımızı göstermenin ilk adımıdır.
Bilinç ve Davet: Filistin meselesini gündemde tutmak, çevremizi bilinçlendirmek, hakikati anlatmak bir görevdir.
Boykot: Zulmü destekleyen markalara ve şirketlere karşı durmak, helal ve Müslümanların ürettiği ürünleri tercih etmek iktisadi bir cihattır.
Yardım: İmkan ölçüsünde maddi destek sağlamak, insani yardım kuruluşlarına katkıda bulunmak, mazlumlara ulaşmanın en pratik yollarındandır.
Birlik: Kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmek, cemaat ve teşkilat bilinciyle hareket etmek, zulmün karşısında güçlü bir duruş sergilemenin temel şartıdır.
Sonuç: Vecibelerle İzzetli Bir Hayat
Hasan el-Bennâ’nın vecibeleri, aslında bir ömürlük yol haritasıdır. Allah’a kulluğu, nefis terbiyesini, toplumsal sorumluluğu, ekonomik adaleti, cemaat bağlılığını ve ümmet bilincini kuşatır. Bugün bu prensipleri hayatımıza taşıdığımızda hem bireysel olarak izzetli bir mümin olabiliriz hem de ümmetin dirilişine katkıda bulunabiliriz. Filistin’deki, Doğu Türkistan’daki, Arakan’daki kardeşlerimizin özgürlüğü, bizim sorumluluklarımızı yerine getirmemizle doğrudan ilişkilidir. Müslüman, zalimin karşısında dik durmak, mazlumun yanında saf tutmakla mükelleftir.
Ey kardeşim! Gayemiz Allah, önderimiz Rasulullah, anayasamız Kur’an, yolumuz cihad, en büyük arzumuz Allah yolunda şehit olmaktır. Bu bilinçle yaşadığımızda hem dünyada izzet hem de ahirette Allah’ın rızasıyla mükafat bulacağız. Rabbimiz, bizleri vecibelerine sadık kalanlardan, Filistin’in özgürlüğü için dua eden, çalışan, mücadele edenlerden eylesin. Âmin.
Selam, dua, tefekkür ve muhabbetle...