Gazze Hâlâ Kan Ağlıyor, Vicdanlar Hâlâ Susuyor
İki yıl önce, 7 Ekim 2023 sabahı, Filistin direnişinin sembolü Aksa Tufanı patlak verdi. Hamas önderliğindeki saldırı, İsrail'in güneyine yönelikti: Yaklaşık 1.139 İsrailli öldü, 251 kişi rehin alındı. Bu, yıllardır süren işgalin, ablukanın ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerin bir patlamasıydı. Ama unutmayalım: Hiçbir şey 7 Ekim'de başlamadı. Gazze, 1948 Nakba'sından beri mülksüzleştirme, yerinden etme ve şiddetle boğuşuyor; 2007'den beri İsrail'in kuşatması altında bir açık hava hapishanesi.
Aksa Tufanı: Bir Sembol, Bir Kırılma Noktası
Aksa Tufanı, adından da anlaşılacağı üzere, Kudüs'ün kalbi Mescid-i Aksa'yı merkeze alır. İsrail'in kutsal mekâna yönelik saldırıları, ihlaller, baskınlar ve yerleşimci provokasyonları direnişi tetikledi. Bu operasyon, sadece askeri bir hamle değil; yılların birikmiş öfkesinin sel gibi taşması. Tarihsel olarak, "tufan" metaforu, kuşatmaların ve zulmün sonunu getiren ilahi müdahaleleri çağrıştırır: Nuh'un gemisi gibi, mazlumların kurtuluşunu simgeler. Filistinliler içinse, İsrail'in "yenilmezlik" mitini yıkan bir kırılma anı, duvarlar yıkıldı. Özgürlük hayali yeniden canlandı. Ümmet için Kudüs'ü yeniden merkeze koyan bir çağrı: Arap, Müslüman ve Filistin birliğini etrafında toplayan bir uyanış. Bugün X'te #AksaTufanı etiketiyle paylaşılan videolar ve selamlar, bu ruhu yansıtıyor: "Hayber Hayber ya yahud!" diye haykıranlar, direnişin zafer gününü kutluyor.
İsrail'in Misillemesi: Soykırım Boyutunda Bir Yıkım
Tufan'a yanıt, orantısız bir vahşet oldu. İki yılda Gazze'de 67 binden fazla Filistinli çoğu kadın ve çocuk katledildi. 20 binden fazlası çocuktu. Hastaneler, okullar, mülteci kampları bombalandı; açlık, hastalık ve yerinden edilme yüz binleri vurdu. Bugün, 7 Ekim 2025'te bile İsrail Gazze'yi top atışları ve hava saldırılarıyla vuruyor. Son 24 saatte onlarca sivil öldü. Netanyahu hükümeti, Hamas'ı yok etmeyi ve Gazze'yi "güvenli" hale getirmeyi hedefliyor. Rehinelerin salıverilmesi, Hamas yönetiminin bitirilmesi ve Gazze'nin İsrail'e tehdit olmaktan çıkarılmasıdır. Ama bu, Netanyahu'nun aşırı vizyonu"nda Gazze Şehir'i ve merkezi kampları işgale dönüşebilir. Trump'ın 20 maddelik barış planı bile (rehine serbestisi karşılığında ateşkes ve Filistinli mahkûm salıvermesi) tam bir zafer vaat etmiyor. İsrail, ekonomisi yorgun düşse de savaşı uzatıyor. Netanyahu için bu, iç politikada bir kalkandır.
Dünyanın Tepkisi: Öfke, Protestolar ve Yalnızlaşan İsrail
Gazze'deki soykırım, küresel bir öfke dalgası yarattı. Londra'dan Sydney'e, New York'tan Tahran'a protestolar yayıldı; BM ve AB "ateşkes" çağrıları yapıyor, ama ABD'nin desteğiyle sınırlı kalıyor. İki yılda İsrail'in izolasyonu arttı: Filistin devletine destek yükseldi, Hamas liderleri bunu "stratejik zafer" olarak görüyor. Trump'ın Gazze planı etrafında Mısır'da dolaylı görüşmeler umut verse de, dünya liderleri rehinelerin salıverilmesini ve savaşın bitmesini talep ediyor. İsrailliler kurbanlarını hatırlarken, Filistin yanlıları direnişi kutluyor. Türkiye'de ise okullarda etkinlikler, camilerde dualar; Ağrı, Adıyaman gibi illerde yürüyüşler düzenleniyor. Bu, ümmetin vicdanını uyandıran bir yankı: "Filistin yalnız değil!"
Ümmetin Dağınıklığı: Zulmün En Büyük Yakıtı
Filistin ve Gazze'deki katliamlar, soykırım boyutuna ulaşan bu vahşet, sadece İsrail'in silahlarından değil, Müslüman ümmetin birliğinin dağılmasından besleniyor. Yüzyıllardır Filistin'in yarası kanarken, bazı Müslüman ülkeler sessiz kaldı, bazıları normalleşme anlaşmalarıyla zulme göz yumdu, diğerleri ise iç çekişmelerle enerjilerini tüketti. Bu dağınıklık, Siyonist projenin en büyük zaferi oluyor.
Birleşik bir ümmet olsaydık, ekonomik boykotlar, diplomatik baskılar ve askeri dayanışma ile Gazze'nin açık hava hapishanesini çoktan yıkmış olurduk. Aksa Tufanı bize gösterdi ki, direniş bireysel değil, kolektif olmalıdır.
Bugün, bu yıl dönümünde, ümmeti birleşme çağrısı yapalım: Kudüs için, Gazze için, tüm mazlumlar için omuz omuza. Zira Kur'an buyuruyor: "Müminler ancak kardeştirler" (Hucurat, 10). Birlikte hareket etmezsek, zulüm devam eder; ama birleşirsek, zafer Allah'ındır.
Bugün: Anmalar ve Devam Eden Acı
İsrail'de anmalar sönük Nova Müzik Festivali enkazı gibi mekânlarda yas tutuluyor, 48 rehine hâlâ esir. Ama Gazze'de sirenler değil, bombalar çalıyor. Filistin'de bu gün direniş zaferi; Türkiye'de farkındalık etkinlikleri. Global Sumud Filosu gibi girişimler, abluka kırmaya çalışıyor.
Bu acı, sadece Filistin'in değil, tüm ümmetin yarasıdır. Aksa Tufanı, zulmün sonunu müjdeleyen bir tufandır. Adalet için sesimizi yükseltmek farz. Nehirden denize özgür Filistin!
Allah'ım! Filistin halkını ve Gazze'nin mazlumlarını koru, zulüm edenlere karşı zaferlerini çoğalt. Ümmetimizi birleştir, kalplerimizi Kudüs aşkıyla doldur. Amin. Ya Rabbi, kabul et dualarımızı.
Selam dua, tefekkür ve muhabetle..
Ahmet YOLDAŞ
Türkiye Aile Meclisi Diyarbakır İl Başkanı