Bugun...


Abdullah Yıldız

facebook-paylas
KAHROLSUN ASHÂB-I UHDÛD!
Tarih: 04-06-2024 09:27:00 Güncelleme: 04-06-2024 09:27:00


Günümüz, gecemiz, gündemimiz Gazze… Öyle de olmak zorunda… Değilse, Müslümanlığımızın da insanlığımızın da anlamı kalmaz.
Önceki yazımızda bazı Kur’ân ayetleri ışığında Gazze'ye karşı sorumluluklarımızı anlamaya çalışmıştık. Bugün “Ashabı Uhdûd” olayı üzerinden Gazze’ye bakalım!
“Kahrolsun hendeklerin sahipleri; yaktıkları alevli ateşin etrafına oturup, müminlere yaptıkları işkenceleri seyredenler!” (Burûc/4-6)
Allah zalimlere böyle öfkeleniyor… Çünkü olay Allah’ı gazaplandıracak kadar korkunç... Onlar derin ve uzun hendekler, çukurlar (“uhdûd”) kazıp, içini ateşlerle doldurarak orada müminleri diri diri yakıyorlar… Allah onlardan mutlaka intikam alacaktır…
 yette ateş, hendeklerden daha önce zikrediliyor: “En-nâri zâti’l-vegûd”!.. Ateş!… Tutuşturulmuş!.. Her yerden alevler yükseliyor!..
Lânet olsun Ashâb-ı Uhdûd'a!..
Onlar laneti, kızgınlığı ve öfkeyi hak ettiler; bu sadistçe cinayeti işlemekle Allah’ın gazabına muhatap oldular!.. Zalimler, inanmış kadın ve erkekleri ateşlere attılar, sonra da kenara oturup onları sadistçe seyrettiler… Ateşin masum bedenleri yakmasını zevkle izlediler… (Burûc/7)
Oysa müminlerin onlara karşı bir kötülükleri ve suçları yoktu: 
Burûc/8: “Onların müminlerden öç almalarının tek sebebi sırf Aziz (yüce) ve Hamîd (övgüye lâyık) olan Allah’a inanmalarıydı.”
Evet! Onların “suçu” sadece buydu: Bir olan Allah’a iman etmeleri...
İnanılmaya ve ibadet edilmeye layık olan Âlemlerin Rabbine kul olmaları...
Burûc/9: “Göklerin ve yerin tek sahibi O’dur. Ve Allah herşeye şahittir.” 
Müminlerin de işkencecilerin de yaptıklarına tanık Allah’tır. Bu dokunuş mümin kalplere huzur verirken azgın zorbaları tehdit eder: Allah şahittir!
Âyetler olayın çirkinliğini ve bunu yapanların iğrençliğini dillendirmekte, tiksinti ve nefret kalpleri doldurmaktadır. Ayrıca olayın arka planındaki gerçekleri ve bunun Allah katındaki değerini düşündürmektedir. Dahası, Allah’ın korkunç cezasını!..
Mazlum müminler inançlarından vazgeçerek hayatlarını kurtarabilirlerdi… Ama bu takdirde hakikat ölür; sadece onlar değil, bütün bir insanlık kaybederdi… İnançsız hayatın anlamsızlığı, tutsak yaşamanın zilleti, azgın güçlerin bedenlere ve ruhlara egemen olmalarının alçaklığı... Oysa iman gerçekten değerli ve şerefli bir dava, büyük ve yüce bir hakikattir! İşte onlar bu yüce bu zaferi diri diri ateşlerde yanarak kazandılar…
Rivayet edilir ki, mümin erkek ve kadınları ateş hendeklerinde yakan Yemen Kralı Yahudi Zûnüvâs idi. Necran bölgesindeki müminler Zûnüvas’ın dayattığı batıl dini inançları kabul etmemiş, hak davalarında sebat etmişlerdi. Bunun üzerine zalim kral onları diri diri yakıp keyifle seyretmişti…
Bir başka rivayete göre, müminleri yakan Mecusi İran Kisrası idi; kız ve erkek kardeşlerin evliliğini onaylamış, karşı çıkan müminleri de hendek ateşlerinde yakmıştı…
Alın Zûnüvas’ı, vurun Netanyahu’ya!
Alın Kisra’yı, vurun “İslâmiyet yaşam biçimimizi tehdit ediyor” diyerek sapkın ilişkileri yasalaştıran çağdaş yöneticilere!..
Ama Hesap Gününde o azgın krallar da mazlum müminler de Allah’ın huzurunda hesap verecekler:
Burûc/10-11: “İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip, sonra yaptıklarına tevbe etmeyenler; şüphesiz onlar için cehennem azabı vardır. Yakıp kavuran azap da onlaradır.”
“İman edenler ve salih ameller işleyenler içinse altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.”

Evet. Her şeyin yerli yerine konacağı o gün, müminleri ve azgınları birbirinden ayıracak ceza ve mükafat günü kesinlikle gelecektir. Yüce Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir… İşkenceciler o yakıp kavuran azaba atılacaktır!..

Burada “yakıp kavuran” azap vurgulandı. Oysa cehennemle birlikte ilk akla gelen şey ateştir. Fakat ayette özellikle bu ifade kullanılarak yüreklere korku salındı. Böylece hendeklerdeki yakıp kavuran ateşin karşılığının verileceği ve mazlumların intikamının zalimlerden kat kat fazlasıyla alınacağı müjdelenmiş oldu… Zira hendeklerin ateşi nerede; Cehennemin yakıp kavuran ateşi nerede!? Ateşlerin alevleri ve süresi arasında o kadar çok fark var ki! Dünyanın yakıp kavurması insanların yaktığı ateşle, ahiretin yakıp kavurması ise Allah’ın yaktığı ateş ile gerçekleşir. Dünyanın yakması birkaç saniyeliktir; ahiretin yakması ise ebedidir, süresini Allah’tan başka kimse bilemez. 
Ve dünya ateşinde yanmayı göze alan müminlerden Allah razı olmuş, bu şerefli Hak dava zafere ulaşmıştır. 
İşte “büyük kurtuluş” budur!...



Bu yazı 1110 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI