Tweet |
Mardin Artuklu Üniversitesi, Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV), Diyarbakır İl Müftülüğü, Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi ve Kadim Akademi'nin iş birliğiyle düzenlenen çalıştay 7 Aralık 2024 tarihinde Diyarbakır'ın Yenişehir İlçesinde yer alan Selahaddin Eyyubi Camii'nde Açılış Programı ile başladı.
Bilim kurulunda Türkiye, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Malezya'dan birçok akademisyenin yer aldığı çalıştayın açılış konuşmalarını, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar yaptı.
Açılışta konuşan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, 2010 yılında Akademi-Medrese Buluşmaları'nın İslam ilim etkinliğiyle modern akademiyi bir araya getirme fikri ile ortaya çıktığını vurguladı.
Uluslararası Akademi Medrese Çalıştayının birincisini 2022 yılında gerçekleştirdiklerini ifade eden Özcoşar, akademi ve medreseyi birbirine yaklaştırmayı sağlayan bu çalışmaların, farklı düşüncesel ve kurumsal katmanları bir araya getirdiğini ve Batı merkezli bilim anlayışına yönelik eleştirilerle birlikte, İslam ilim geleneğini yeniden canlandırmayı amaçladığını söyleyerek Medrese ve Akademi ilişkisinin önemini açıkladı.
Medrese geleneğinin Osmanlı'dan bugüne kadar yaşadığı krizlere dikkat çekerek konuşmalarını sürdüren Prof. Dr. Özcoşar, medreseyi akademik bir nesne değil, İslam ilim geleneğinin öznesi olarak gördüklerini ifade etti.
Medresenin geleceği için kurumsal yapılaşmaya devam edildiğini belirten Özcoşar, MEDAV İş birliği ile 2022 yılında düzenlenen ilk çalışmanın sonuç raporlarından öneriler sundu. Çalıştayın ilk faaliyetlerinde, medreselerin mevcut durumu, karşılaşılan zorluklar ve çözüm önerilerinin detaylıca ele alınacağını belirtti. Özcoşar, Akademi-Medrese Buluşmaları'nın tarihçesini, bu çalışmaların başlangıç nedenlerini ve medrese kurumunun geleceğine ilişkin çözüm önerilerini de paylaştı.
Düzenlenen bu çalıştayın, medrese ve akademinin geçmişteki çözümlemelerini gidermeye yönelik önemli bir adım olduğunu söyleyen Özcoşar, medreseyi sadece bir eğitim kurumu değil, İslam medeniyetinin ruhunu taşıyan bir yapı olarak gördüklerini ifade etti.
Bu çalıştayda sunulan bilgilerle akademik bir kaygı veya beklenti taşımadıklarını ifade eden Özcoşar, "Çalışmaların akademik dünya üzerinde bir etkisi olması istiyoruz ama bu çalışmalar sonrasında akademik yayın elde etme gibi bir amaç gütmüyoruz. Zira medreseleri akademik bir nesne olarak da görmüyoruz. Aksine medreseyi etkili bir özne kılarak akademiye taşınması gereken bir ruhun temsilcisi olarak görüyoruz. Geniş akademik çevrelerden eleştirilere maruz kalsak da "Akademi Medrese Buluşmaları", modern/postmodern akademik beklentilerin çok daha ötesinde çok daha yüce bir gayeye ram olarak yapılan bir faaliyettir." dedi.
Modern bilimin, rasyonel aklın tahakkümüne dayalı bir paradigma ile hakikatin nihai ölçütü olduğunu iddia etmekte ve insanın bu bilgiyle varlığını kontrol edebileceği yanılgısını geliştirmekte olduğunu söyleyen Özcoşar, "Akıl, bütün kifayetsizliğine karşın kendi sınırlarını bilmeye yetecek bir kapasiteye sahiptir. Kısaca sadece akıl kullanılarak, aklın kendisinin tanrı olmadığını anlamaya yetecek bir donanıma sahiptir insanoğlu. Dolayısıyla akademinin, bilimin geldiği noktada tanrıcılık oyunu bir akıl meselesi değil bir nefis meselesidir. Nefis, sadece akılla terbiye edilemez. Nefsi alt etmeye yönelik kendi geleneğimize döndüğümüzde karşımıza çıkan kavram 'Ahlak'tır. Biz ahlaktan yoksun bir modern bilim anlayışının karşısına medreseden ilham alarak bilginin; ilim, irfan, hikmet denkleminde yeniden üretildiği ahlak merkezli bir anlayışı yerleştirmek istedik" ifadeleriyle Medrese geleneğinden ilham alarak bu değerleri geliştirdiklerini aktardı.
Medresenin İslam bilim geleneğinin sembol kurumu olması, İslamlaşma taleplerinin gerçekleşmesinde akademi-medrese karşılaşmasını önemli bir seçenek hâline getirdiğini belirten Özcoşar, bilim serüveninin iki önemli dinamiği olan Akademi ve Medresenin karşılaştırıldığı bu çalıştaylara devam etme kararlı olduklarını vurguladı.
Medreselerin Geleceğine Dair Somut Öneriler
Prof. Dr. Özcoşar, medreselerin yeniden etkin bir eğitim kurumu haline gelebilmesi için şu önerilere dikkat çekti:
Medreselerin Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki kurulları aracılığıyla koordine edilmesi,
Medreselerin, vakıflar aracılığıyla eğitim faaliyetlerinin sürdürülmesi,
Verilen eğitimin standartlaştırılarak akredite edilmesi ve resmi olarak tanınmasının sağlanması,
Üniversiteler, özellikle İlahiyat Fakülteleri ile iş birliğinin geliştirilmesi.
2022'de düzenlenen ilk çalışmanın sonuç raporunda medreselerin bir eğitim kurumu olarak MEB ile doğrudan ilişkilendirilmesinin anlamlı sonuçlar doğuracağına, Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilişkilerinin tamamlayıcı ve mesleki bir ilişki düzeyinde sürdürülmesinin faydalı olacağı kanaatine varıldığına değinen Özcoşar, raporda medrese sisteminin kurumsallaşması ve sürdürülebilir eğitim programları için öne sürülen çalışmaların kapsamını belirtti.
"Medreselerin ruhunu yeniden canlandırmalıyız"
Modern bilim ve medrese anlayışının bozulmamasının önemine dikkat çeken Özcoşar, medreselerin korunmasının ve epistemolojik değerlerinin akademideki durumunun düzeltilmesi gerekliliğini vurguladı. "Medreseler bizim için yalnızca bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bir ruhun, hikmetin ve ahlakın temsilcisidir" dedi.
İki gün süren çalıştayda, akademisyenler ve medrese temsilcilerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası birçok alim sunum yaptı. Çalıştay, medreselerin modern eğitim sistemiyle karşılaştırması ve geleceği hakkında kapsamlı bir yol haritasının önerilmesi için önemli bir platform sundu.
Ayrıca çalıştayda; medreselerin eğitim sistemleri, genel temelleri, modern eğitim sistemleriyle ilişki ve standartlaşma gibi önemli konuların yanında, "Medrese Eğitim Sistemi ve Güncelleme İmkânları", "Modern/Seküler Dönemde Medrese Eğitimi", "Medrese ve Sosyal Bilimler" ile "Medresenin Yasal Zemini" gibi önemli konu başlıkları da masaya yatırıldı.