365 günün tamamı bizim için değerlendirilmesi gereken önemli zaman dilimleridir. Ancak haftanın Cuma günleri, Üç ayların tamamı, Kandiller ve Bayramlar her biri kendine has değerleri var.

Üç ayların ve özellikle Ramazan ayının mübarek oluşu hakkında Resul-i kibriyanın hadisleri var, Leyletül Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğuna dair ayet var, Regaip, Miraç ve Beraet gecelerinin İslam’da ayrı bir kıymeti vardır.

Üç aylar da kandiller de bizimdir, yani ehli iman kimselerindir. Bu kandillerin ihya edilmesinde hususi bir yarar olduğunda şüphe etmek dahi doğru değildir.

Teşbihte hata olmasın bir hükümdar dahi zaman zaman genel af çıkarıyorsa, vergi muafiyeti getiriyorsa yüce Allah(cc) kullarına bazı zaman dilimlerinde bir ayrıcalık tanıyorsa kime ne?

Bizim hatamız şudur, bu gecelerin değerini güya tarğip niyetiyle abartmak, haşa Allah ile pazarlık konusu yaparcasına; bu kadar sevap verir, şu kadar sevap verir, bu kadar günahların af olmasına vesile olur diye haksız bir beklenti içine girmek, bu gecelere mahsus ibadet ve zikir üretmek asıl yanlış burada.

Bakın bakayım elin gavuru onlarca gün icat ederek insanları İslam’dan uzaklaştırmak için, gaflet atmosferinde tutmak için ne oyunlar çeviriyor? Biz ise Ayet ve Hadisler ışığında ön plana çıkarılmış üç-beş günümüzü dahi ihya etmeyi beceremiyoruz.

Acaba kaç tane ibadet ehli bu gecelerin gereksiz, yersiz olduğuna inanıyor? Olsa olsa beş vakit namazı dahi düzgün yerine getirmekten aciz kimseler bu konuda ileri geri konuşuyor. Ya da bu geceleri gereğinden fazla abartarak anlatan kişilere samimi insanlardan tepki gösteren oluyor.

Malumunuz Kur’anı Kerim Beytül İzze’ye Kadir gecesinde nazil olmuş, o gece de Ramazan ayındadır, ama günü belirtilmemiş, ben inanıyorum ki Yatsı ve Sabah namazını her gün kılan, Ramazan boyunca Sahur yemeğine kalkan her Müslüman Kadir gecesinin sevabına nail olup meleklerin selamına mazhar oluyor.

Mesela Mirac gecesinde; neden namazımızı gözden geçirmiyoruz, düzgün kılıyor muyuz, kılmıyor muyuz?, Namazımız bizi fahşa ve münkerden ne kadar koruyor? Hayatımızda hak ettiği tesiri bırakıyor mu?

Yine Mirac gecesinde nazil olan “amenerresulu…” aşrının işaret ettiği kamil imana ve duaya ne kadar bağlı kalıyoruz?

Hem bu gecenin ihyası söz konusu olunca neden hemen namaz akla geliyor, tefekkür ve okuma, sohbet neden halk arasında ciddi anlamda bir karşılık bulmuyor. Halbuki; “bir saat tefekkür, bir yıl nafile namazdan daha hayırlıdır” diyor Hz.Muhammed(sav) nedense bu kadar önemli olduğu bir ibadet pek dile gelmiyor.

Bizi insan olarak yaratan, İslam ile müşerref kılan, merhamet vasfı gereği böyle güzel gün ve geceleri ihsan ederek af ve mağfiretine nail olmamızı kolaylaştıran Allah(cc)’ya sonsuz şükürler olsun.

Siz siz olun daima yüce Allah’ın emrettiği gibi insanca yaşamaya çalışın, o size mükafatını kat be kat verir.

Anlatılır ki, bir hanım efendi eteğini  Elmalarla dolduruş  sevdiğine gidiyor, biri ona sormuş kaç elma topladın sevdiğine? o da demiş ki; “hiç insan sevdiğine bir şey götürürken sayar mı? eteğimi alabildiğince doldurdum.” Aynen bunun gibi biz de eteğimizi dolduralım yüce Allah onun kıymetini ihlasımıza göre kat be kat verir diye düşünüyorum.

Üç aylar da kandiller de 365 gün de bizimdir, ne mutlu hakkını verene

Selam ve selametle kalın.