TBMM Başkanı Prof.Dr.Numan Kurtulmuş beraberindeki heyetle Diyarbakır şehrimize anlamlı bir ziyarette bulundu.

Dicle Üniversitesindeki 2025-2026 Akademik yılı açılış konuşmasında yaptığı konuşmayla gönlümüze dokundu, komisyona olan güveni artırdı, umut var olmamıza destek verdi.

Konuşmasından bir şeyler paylaşmak gerekirse şunları paylaşabilirim.

1-Ayetlerle ırkçılığın sakıncalarını ve yanlışlığını ortaya koydu. Küçük bir azınlık her iki taraftan marjinal ırkçılar istemese de yolumuza devam edeceğiz ,dedi.

2-Büyük Kürt Medeniyetinin neşv u nema ettiği Şairlerin, Ediplerin, Sahabelerin ve Peygamberlerin  şehrindeyiz diyerek duygularımızı okşadı,

3-Kürtler ve Türkler olarak Salahhaddin-i Eyyyubi Elkürdi ve Sultan Muhammed Aplaslan’ın izinde giderek daha kolay anlaşabiliriz, dedi,

4-Bu defa ya biz kazanacağız, ya da emperyalistler kazanacak, onun için kazanmak durumundayız ,dedi.

5-Kürtçe bir tavsiyeyle bitirmesi de yerinde ve isabetliydi,

Bi hev re bin dil bi dil, dest bi dest…(Gönül günüle, el ele birlik olun..) diyerek konuşmasını bitirdi.

Aynı günün saat 16:00-19:00 saatleri arası Sivil Toplum Kuruluşuyla buluşma saatinde de tekrar yüzlerce Sivil Toplum temsilcilerine, kanaat insanlarına ve DEM Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı dahil, her cenahtan siyasetçilerle buluşması da ayrı bir nezaket örneğiydi.

8 kişiye söz hakkı verildi, uzun konuşmalardan insanlar rahatsız olduğu için aşağıda paylaştığım on maddenin sadece ilkini seslendirerek, tamamını yazılı olarak Özel Kalem Müdürü delaletiyle kendinse ilettim, whatsapp’ına gönderdim. Allah hayra vesile kılsın, amin demeniz dileğiyle.

On maddenin tamamı şöyleydi;

Şehrimize hoş geldiniz muhterem Başkanım.

Türkiye’nin meseleleri bir bütünlük arz ediyor, Kürt meselesi de bu sorunların bir parçası, dolayısıyla “Türkiye’nin Yeni yüzyılı” perspektifi vizyonuyla sorunlarımız çözülebilir.

1-Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1920 yılı 23 Nisan günü  Cuma Namazı sonrası dualarla açılan ve veemruhum şura beynehüm(onların işleri aralarında istişareyledir) ayeti kerimesinin gölgesinde faaliyet gösteren meclisin ruhu ile barışık, İstiklal Marşının 41 mısrasıyla uyumlu, Veda Hutbesinden ilham alan bir sistem ile formatlanmalı.

*İstiklal Marşında Türk kelimesinin geçmemesi bizi düşündürmelidir. O zaman Türk bayrağı, Türk uçağı, Türk Ordusu… kavramlarında  uzak durmak lazım.

Türkiye’nin bir çok sorunun asıl kaynağı Kemalist sistemdir. Türkiye’nin Yeni Yüzyılında huzur istiyorsak bu sistemi tamamen  kaldırıp,  insan ruhuna hizmet eden bir sistem inşa etmek lazım.

2-Ankara’da Kürt Stratejik Araştırma Merkezi(Kürt SAM) kurulacak ve içeride ve dışarıda ne kadar Kürt varsa sorun sıkıntılarını araştıracak ve onlara hamilik yapacak.

Türk soydaşlarımızın durumunu ülke dışında takip eden bir Genel Müdürlük olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın da dünyadaki durumlarını takip edip sahiplenen bir birim olmalı, ancak yüzyıldır ihmal edilmiş bir sorun klasik bir birimle olmaz ancak profesyonel bir araştırma merkezi bu konuda kayda değer bir fayda sağlayabilir.

3-PKK militanlarına baba şefkatiyle yaklaşılmalı, unutmayalım onları dağa çıkaran eski karanlık devletti.

Üstat Bediüzzaman diyor ki; “şu an bize sulhu umumi, affı umumi, ref’i imtiyaz lazım”. 70 yıl önce söylediği bir söz bari bu gün bir karşılık bulsun.

Ayrıca PKK JİTEM’in bir versiyonudur, nasıl ki hayatın içinde JİTEM adı yoksa PKK de adı da tedavülden kalkmalıdır.

Sakın ola Abdullah Öcalan’ı toplumun huzuruna bir siyasi figür olarak çıkarmayalım bu ciddi bir tehlike oluşturur.

*Unutmayalım ÖCALAN ve PKK insanlara daima acıyı andırır.Tıpkı JİTEM gibi.

4-Kürtçenin önü tamamen açılmalıdır.

a)Anadille eğitim yapan pilot okullar açılır, ileriki sınıflarda iki dilli eğitime geçilir.

b)Yaşayan diller olarak en az bir dil zorunlu tercihli hale getirilir

(Kürtçe, Zazaca, Lazca, Çerkezce… vs)

c)Her ilçeye bir Kürtçe öğretmeni ataması yapılır, öğretmen ilçe emrinde çalışır, hangi okulda ihtiyaç varsa orada derse girer, Halk Eğitim bünyesinde açılan kurslarda görev alır. Aynı ders EBA programında da verilmelidir.

5-T.C.İnkılap tarihi yeniden yazılarak, halka hakikat anlatılır, şu kahramanı hain, haini kahraman gösteren İngiliz aklıyla yazılmış yalancı tarih çöpe atılmalıdır.

6-Vatandaşlık maaşıyla sosyal devlet anlayışı gereği kimse aç ve açıkta bırakılmamalı. Sosyal devlet anlayışı gereği şart şurt aramadan, tarafgirlikten uzak bir eda ile vatandaşlarımıza el uzatmamız lazım.

7-Diyarbekir başta olmak üzere tüm il, ilçe ve köylerin eski adı iade edilmelidir. Evet bir yasal düzenleme oldu ama müracaat şartı getirildi, vatandaşa kolaylık olsun diye Devlet eliyle eski isimlerini iade edelim, isteyen köy yeni isminde kalabilsin.

8-Diyarbekir Şeyh Said meydanında 46 kişilik şehit abidesi dikilmelidir.

Bu konu o kadar haksızlık içeren bir mevzu ki, yalan, dolan ve iftiralarla bu temiz nezih memleket evlatları idam edildi, o gün bu gündür Anadolu gün yüzünü göremedi. Bunun yanlışlığını ancak böyle bir anıt haykırabilir.

10-Eski karanlık devlet adına Kürtlere yapılan zulümler adına özür dilenir.

Belki bu maddelere bu kadar daha medde eklenebilir, ama inanın bu konuda yapılan bir iyileştirme diğer sorunların da zaman içinde ortadan kalkmaya vesile olur.

*50 BİN civarında Güvenlik Korucularımız var, onları rencide edici bir durumla baş başa bırakmamalıyız.

Arz ederim

Eyüphan Kaya

ASSAM ve TASAM  faal üyesi, İNOSAM Başkan Danışmanı