Bugun...



Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!

Yazarlarımızdan Dr. Ercan Özçelik helal gıdanın önemine işaret etti.

facebook-paylas
Güncelleme: 13-08-2024 16:56:29 Tarih: 13-08-2024 15:17

Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!

Çaresizce izlemek zorunda kaldığımız, faydasızlığımızdan utandığımız, dünyanın en korkunç ve kesintisiz süren katliamlarından birine tanıklık etmenin zilleti altında eziliyoruz! Elliden fazla İslam ülkesinin, iki milyarı aşan Müslüman halkın gözleri önünde, siyonist yahudi zulmünün bütün pislikleri yaşanıyor. Allah’ın lanetlediği, peygamberler katili, hile ve açgözlülüklerinden maymun ve domuzlara dönüştürülmüş aşağılık bir kavmin, kendi kendisiyle yarışan vahşetlerine şahitlik ediyoruz.

Bebek, sağlıkçı, haberci, görevli ayırmadan herkesi öldürebilen bu soysuzlar güruhuna karşı faydasız kınamalar ve zoraki bazı küçük adımlar dışında etkili olamayan Müslüman tebalı devletlerin, kağıttan kaplan misali acziyeti, Birleşmiş Milletler ve NATO güruhunun katliamcıları arkalayan tutumlarına bakarak, yeni ve etkili oluşumlara yönelmeleri acil şart ve ihtiyaçtır! Devletlerin, çok ağır ve geç gelen hareketlerini bekleyene kadar, halkların kendi dirayetiyle geliştirdiği en etkili mücadele yöntemlerinden birisi de siyonist marka ve destekçilerine karşı ticari boykot olmuştur.

Yahudilerin, finans, teknoloji, bilişim, medikal, gıda, medya gibi temel sektörlerdeki marka ve sermaye baskınlığı bilinen bir gerçektir. Alternatif olarak, milli ve yerli girişimlerin gelişimi desteklenerek, olması gereken dengeler kurulabilir. Yahudi baskınlığını çok abartarak, onların da istediği gibi tanrısal bir güç vehmedip mücadeleden kaçınmak da, sorunu ciddiye almayarak savsaklamak da Müslümanlara yakışmayan zararlı tavırlardır.

Boykot listelerine baktığımızda önemli bir kesiminin gıda, tekstil ve temizlik alanında temel tüketim markalarının yer aldığını görüyoruz. İşletmelere yönelik boykot alternatifleri çok daha güçlü olabilmesine karşılık, kahrolası üst düzey ticari ilişkilerde din-iman duyarlılığının iyice azaldığını da yaşayarak biliyoruz. Bu çirkinliğin en veciz örneğini, eski Bakan Sn. Nihat Zeybekçi’nin “Neden İsrail’le ticareti kesemeyiz? konulu demecini dehşetle izleyerek öğrenmiştik.

Her işte bir hayır vardır.” prensibince, siyonist markaları boykot hareketini, kesintili ve düzensiz eylemler yerine, daha sağlıklı ve etkili, sürdürülebilir ve üstelik geleceğimiz için de çok hayırlı bir boyuta taşıyabiliriz! Helal Gıda’yı ülke çapında zorunlu ve etkili bir denetim sistemine dönüştürebiliriz! “İnsan ne yiyorsa odur!” evrensel bir gerçektir! “İnsan yediğine bir bakıp düşünsün!” (Abese, 24) buyuruyor Yüce Rabbimiz! Bedenlerimizden haram gıda ve katkılarını uzaklaştırabilirsek, sağlığımızı, saflığımızı ve manevi gücümüzü daha da yükseltebileceğiz demektir.

Helal Gıda denilince akla en çok domuz ve domuz ürünlerine karşı tedbir alınmasının geldiği doğrudur. Nitekim 185 çeşit ürün çıkarılan domuzun girmediği hemen hiç bir yer kalmamıştır! İşlenmiş gıdalardan, kozmetiğe, tekstil ve inşaat malzemelerine kadar her yere yayılmıştır. Domuzla ilgili konuların ayrıntısına fazla girmeden, domuz dahil farklı kaynaklardan haram gıda ve katkı maddelerinin Türk Gıda Kodeksine işlenerek, ucu bitmez bir liste halinde onaylandığını ve maalesef hep birlikte tükettiğimizi söylemek lazım.

2017 yılında yasası çıkarılan ve 2018’de faaliyete geçen HAK (Türkiye Helal Akreditasyon Kurumu) ne yazık ki ölü doğan bir bebek gibi alanında etkisiz ve faydasız bir dostlar bilsin, makamlar dağıtılsın kurumuna dönmüştür. Çünkü HAK yetki ve inisiyatifleri zorunlu değil, gönüllü yapılmıştır. Yani Müslüman Türk halkına gıda, hijyen ve temizlik gibi ürünler satan işletmeler diledikleri gibi mevzuata uygun ama haram kökenli maddelerden imalat yapabilirler! Şayet kendileri isterlerse “Helal Sertifikası” vermeye yetkili bir kuruluştan hizmet satın alarak (bu hizmetin ne kadar sağlıklı ve İslami olduğu da çok şüphelidir! Mesela domuz jelatinli Haribo’ya bile sertifika vermişler!) ambalajlarında kullanıyorlar. HAK’da bu sertifika veren şirketleri onaylayıp sertifikalandırıyor.

HAK’ın Tarım ve Orman Bakanlığına değil de Ticaret Bakanlığına bağlı kurulması da ayrı bir garabettir! Ana grup olan gıdadan adeta kaçırılmış ve şirket oyunlarından ibaret ruhsuz bir yapı gibi gerçek hayattan koparılmış hayalet bir kuruma dönmüştür.

HAK’ın gerçekten işlerlik kazanabilmesi için şu adımlar atılmalıdır:

1.Ticaret Bakanlığından alınarak doğrudan Cumhurbaşkanlığına veya Tarım ve Orman Bakanlığına bağlanmalıdır.

2.Diyanet ve Tarım Bakanlığı temsilcileri danışma değil doğrudan Yönetim Kurulunda yer almalıdır.

3.Türkiye’de imal edilen veya ithal edilen bütün gıdaların Helal Sertifikası alması zorunlu tutulmalıdır.

4.Gıda mevzuatı baştan aşağı taranarak domuz veya böcek gibi haram kaynaklı alternatifi olabilen bütün E kodlu vb. katkı maddeleri çıkarılmalı ve helal araştırmasında bunlar da dikkate alınarak karar verilmeli.

5.İthal edilen E kodlu veya benzer katkı maddelerinin tamamı için helal araştırması yerinde yapılmalı veya şüpheli hallerde ithalatı yasaklanmalı. Yerli ve helal üretim teşvik edilmeli.

6.İnsana temas eden ayakkabı, tekstil, hijyen, temizlik vb. ürünlerin hepsinde helal sertifikası şart koşulmalıdır.

Boykot edilen siyonist markalara baktığımızda, hemen hepsinin gizli veya açıktan haram maddelere dayalı üretim yaptığını görüyoruz. O yüzden helal sertifikasyon şartı hem bu katil destekçilerine ağır darbe vuracak, hem de nesillerimizin sağlığını ve maneviyatını güçlendirecektir. İHA ve SİHA’larımız için yerli motor ve ekipmanın önemi ve gerekliliği ne ise, insanlarımız için yerli ve helal katkı maddelerinden imal edilen gıdalar odur! Belki de daha kıymetlidir!

O yüzden siyonizmle mücadele helal gıdadan başlar diyoruz! Gelin hep birlikte Hükumetimize tatlı baskı kuralım! Zaten HAK kurumu var! Yapılacak tek şey yönetmelik vb. kanun altı mevzuatı güncellemek, helal iradesini icraatın temel felsefesi yapmaktır! Kaybedilecek vaktimiz, neslimiz ve sağlığımız yoktur! Eşcinsel sapkınlıklarının dahi helal gıdayla doğrudan ilişkisi vardır! Öyleyse hemen harekete geçmeliyiz! Şimdi değilse ne zaman?

Dr. Ercan ÖZÇELİK
Eğitimci - Yazar




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 156 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI