Bugun...



Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na arzımdır.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na arzımdır.Bu isim hem uzun hem de sakıncalı bir kavram içeriyor. şu Demokrasi kavramı adına anamızı ağlattılar, İslam dünyasına bu kavram üzerine ayar veriliyor, ülkeler istila ediliyor. Bunu da belirmeden geçmeyeceğim, bize yakışan İslam hukukudur, şerait-i garradır.

facebook-paylas
Güncelleme: 19-09-2025 17:45:28 Tarih: 19-09-2025 11:21

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na arzımdır.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na arzımdır.

Bu isim hem uzun hem de sakıncalı bir kavram içeriyor. şu Demokrasi kavramı adına anamızı ağlattılar, İslam dünyasına bu kavram üzerine ayar veriliyor, ülkeler istila ediliyor. Bunu da belirmeden geçmeyeceğim, bize yakışan İslam hukukudur, şeriat-i garradır.

Yani komisyon ismi “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Şeriat Komisyonu” olsaydı iş yapma imkânı daha kolay olurdu. Şu anda bağlı olduğu bir sabite yok. Üyelerin kabiliyet ve aklıyla çalışıyor.

*Vahiyden kopuk bir insan aklı sosyal ve siyasi, hatta ekonomik sorunları dahi çözmekte yetersiz kalıyor.

Türkiye’nin meseleleri bir bütünlük arz ediyor, o da ancak Türkiye’nin Yeni yüzyılı perspektifi vizyonuyla çözülebilir.

1-Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1920 yılı 23 Nisan günü  Cuma Namazı sonrası dualarla açılan ve veemruhum şura beynehüm(onların işleri aralarında istişareyledir) ayeti kerimesinin gölgesinde faaliyet gösteren meclisin ruhu ile barışık, İstiklal Marşının 41 mısrasıyla uyumlu, Veda Hutbesinden ilham alan bir sistem ile formatlanmalı.

*İstiklal Marşında Türk kelimesinin geçmemesi insanı düşündürmelidir. O zaman Türk bayrağı, Türk uçağı, Türk Ordusu… kavramlarında uzak durmak lazım.

Türkiye’nin bir çok sorunun asıl kaynağı Kemalist sistemdir. Türkiye’nin Yeni Yüzyılında huzur istiyorsak bu sistemi tamamen  kaldırıp, insan ruhuna hizmet eden bir sistem inşa etmek lazım. Atalarımız bize belli sınırlar içinde bir vatan bıraktılar,  ama yanlış bir otorite tesis edildi, yani ev bizim ama içindeki eşya bize sıkıntı veriyor, bu sıkıntılı, dikenli eşyayı değiştirmek lazım.

Kürt meselesinin %90’ı bu dikenli eşyadan kaynaklanıyor, darbelerin temelini oluşturan bu yabancı/yanlış yasalardır.

2-Ankara’da Kürt Stratejik Araştırma Merkezi(Kürt SAM) kurulacak ve içeride ve dışarıda ne kadar Kürt varsa sorun sıkıntılarını araştıracak ve onlara hamilik yapacak.

Türk soydaşlarımızın durumunu takip eden bir Genel Müdürlük olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın da dünyadaki durumlarını takip edip sahiplenen bir birim olmalı, ancak yüzyıldır ihmal edilmiş bir sorun klasik bir birimle olmaz ancak profesyonel bir araştırma merkezi bu konuda kayda değer bir fayda sağlayabilir.

3-PKK militanlarına baba şefkatiyle yaklaşılacak, ülkeye giriş yapanlar ülkenin farklı yerlerinde iskan edilerek görevlendirilecek, bu şekilde gözetim altında tutulacaklardır. Yoksa bunlar dağdan inince bağdaki disipline zor uyarlar, toplum beklenmedik bir sıkıntıyla baş başa kalabilir.

PKK ve benzeri sorunları bu ülkenin başına musallat eden eski karanlık devletin ta kendisidir. Bu yola sapan çocuklarımıza kucak açmak vazifemizdir. Ayrıca siyasi bir genel affı getirmek de kaçınılmazdır.

Üstat Bediüzzaman diyor ki; “şu an bize sulhu umumi, affı umumi, ref’i imtiyaz lazım”. 70 yıl önce söylediği bir söz bari bu gün bir karşılık bulsun.

Ayrıca PKK JİTEM’in bir versiyonudur, nasıl ki hayatın içinde JİTEM adı yoksa PKK de adı da tedavülden kalkmalıdır. Sakın ola Abdullah Öcalan’ı toplumun huzuruna bir siyasi figür olarak çıkarmayalım bunlar ciddi tehlikeler oluşturur.

*Unutmayalım ÖCALAN ve PKK insanlara daima acıyı andırır.Tıpkı JİTEM gibi.

4-Kürtçenin önü tamamen açılmalıdır.

a)Anadille eğitim yapan pilot okullar açılır, ileriki sınıflarda iki dilli eğitime geçilir.

b)Yaşayan diller olarak en az bir dil zorunlu tercihli hale getirilir

(Kürtçe, Zazaca, Lazca, Çerkezce… vs)

c)Her ilçeye bir Kürtçe öğretmeni ataması yapılır, öğretmen ilçe emrinde çalışır, hangi okulda ihtiyaç varsa orada derse girer, Halk Eğitim bünyesinde açılan kurslarda görev alır. Aynı ders EBA programında da verilmelidir.

Kürtçe üzerindeki haksız baskılar dili hırpaladı, Kürt vatandaşlarımızı asimile etti, bu konuda bir pozitif ayrıcalık oluşturup önünü açmak lazım. Ta ki hiçbir düşman ve kötü niyetli birilerine bir itiraz hakkı kalmasın.

5-T.C.İnkılap tarihi yeniden yazılarak, halka hakikat anlatılır, şu kahramanı hain, haini kahraman gösteren yalancı tarih çöpe atılmalıdır.

Nerdeyse hepimiz anladık ki İnkılap Tarihi kitabında çok yanlış ve taraflı bilgiler var. Mustafa Kemal’in reklamı için gereken yalan dolandan  esirgenmemiş, olup biten hadiseler ters yüz edilmiştir. Gençlerimize bu yalanları öğretmek tek başına telafisi zor bir haksızlıktır.

6-e-gençlik portaliyle 12 milyon gence umutla aşılanır, motive edilir, kendilerine güven ve huzur adına bir yol gösterilir.

Bir ülkenin gençlerini ancak bu şekilde toparlayabiliriz diye düşünüyorum. Bu konuda benim hazırladığım bir taslak var, ama insanlar daha çok güncel ve taraflı meselelere baktıkları için bu projeye ilgi duymuyorlar. Şu ana kadar iki kişi bu projenin ciddiyetini anladı.

1-Cumhurbaşkanı başdanışmanı Binali Ağaç

2-İletişim Uzmanı Prof.Dr.İbrahim Dursun

7-Vatandaşlık maaşıyla sosyal devlet anlayışı gereği kimse aç ve açıkta bırakılmamalı.

Sosyal devlet anlayışı gereği şart şurt aramadan, tarafgirlikten uzak bir eda ile vatandaşlarımıza el uzatmamız lazım.

8-Diyarbekir başta olmak üzere tüm il, ilçe ve köylerin adı iade edilmelidir.

Evet bir yasal düzenleme oldu ama müracaat şartı getirildi, vatandaşa kolaylık olsun diye Devlet eliyle eski isimlerini iade edelim, isteyen köy yeni isminde kalabilsin. Doğru olanı budur.

Düşünün siz bir kesim insandan bir şeyler gasp etmişsiniz ve diyorsunuz ki isteyene hakkını veririm, bu doğru değil, siz herkese hakkı verirsiniz isteyen onu geri almayabilir. Yani mevcut düzenleme sıkıntılıdır, ihtiyaca cevap vermiyor.

9-Diyarbekir Şeyh Said meydanında 46 kişilik şehit abidesi dikilmelidir.

Bu konu o kadar haksızlık içeren bir mevzu ki, yalan, dolan ve iftiralarla bu temiz nezih memleket evlatları idam edildi, o gün bu gündür Anadolu gün yüzünü göremedi. Bunun yanlışlığını ancak böyle bir anıt haykırabilir.

10-Vekil olmak için kayda değer bazı şartlar ileri sürülür ve dar bölge seçim yöntemiyle parlamentoya daha sağlam vekil gönderilir.

Liste yöntemiyle vekil seçimi akıl işi değildir. Birileri alavere dalavere bu listenin ilk sıralarına giriyor, vekillik adına kayda değer bir çalışma yapamıyorlar, ayrıca bu vekillik şartları cazip olmaktan çıkarmak lazım öyle ki, dertleri masa, nisai, kasa olanlar bu vazifeden uzak dursunlar.

11-Eyalet sistemi getirilebilir.

81 bir il Ankara’dan dirayetle idare edilemiyor, onun için iç huzuru sağlayacak bir yönetim tarzı geliştirilmelidir ki o da makul bir eyalet yönetimi olur. Şu anda kamuya yük olan Valilik ve yardımcılıkları, Kaymakamlıklardan kurtulmuş oluruz.

12-Kürt klasik medreselerine bir konum kazandırılır,

Bu medreselerde ilim öğretiliyor, edep yaşatılıyor, birden fazla dille eğitim yapılıyor(Kütçe, Türkçe, Zazaca, Apapça, farsça…) bir de edep ve ahlak. İnteraktif eğitim sistemiyle insan yetiştiren bu kurumların konumunu muhafaza etmek lazım.

13-Eski karanlık devlet adına Kürtlere yapılan zulümler adına özür dilenir.

Belki bu maddelere bu kadar daha medde eklenebilir, ama inanın bu konuda yapılan bir iyileştirme diğer sorunların da zaman içinde ortadan kalkmaya vesile olur.

Sanırım bunlar yapılırsa sorun %90 oranında hal olur. %100 sorunsuz bir hayatı aramak da akıl işi değildir.

Arz ederim

Eyüphan Kaya

Müslüman Dünya Medya Grubu imtiyaz sahibi

Kürt, Muallim, Yazar, Stratejist

ASSAM ve TASAM  faal üyesi, İNOSAM Başkan Danışmanı




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 363 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI