Hükümetin Memur ve Emeklilere verdiği yetersiz zam oranını protesto etmek için Anadolu’nun dört bir yanından Ankara’ya doğru bir çıkarma Memur-Sen tarafından organize edildi.

Diyarbakır’dan yedi otobüs ile bu protestoya katılmak için eyleme iştirak ettik. Yol boyu başta Başkan Ramazan Tekdemir olmak üzere sorumluların nezaketi ve ikramları takdire değerdi. 

İcap ettiği yerde arabayı durdurup katılımcılara nefes aldırmaları da namaz vakti uygun bir yerde mola vermeleriyle de  üyelere gereken değeri verdiklerine inanıyorum, hele ki mescitlerin önünde namaz kılmak için oluşan kuyruk o da ayrı bir güzellikti, af buyurun tuvalet kuyruklarını görmüştüm ama namaz kılmak için sırada bekleyenlere ilk defa şahit oluyordum.

Dönüşte  tarihi bir açık hava restoranına bizi götürmeleri, bir yanımız kaya ve tarihi ağaçlar, diğer taraftan akan sular ve özellikle özel et yemeği ve çalışanların tavrı hepimizi mest etti.

Protestoya gelince;

Sadaka değil, zam istiyoruz,

Güçlü memur, güçlü devlet,

Şimşek şaşırma, sabrımızı taşırma,

İşte memur, işte Memur-Sen,

Gibi sloganlarla tepkisini gösteren Memur-Sen camiası, hususi yaptırdıkları özel düdüklerle de yeri göğü inletiyorlardı.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın sunuculuğu da dahil programın her karesini yönetmesi de ayrı bir incelik örneği olduğuna inanıyorum.

Bir gazeteci edasıyla yaptığım gözlem bu eylem her yönüyle bir olgunluk içinde geçti, amacına ulaştığına da inanıyorum. On binlerce insan Anadolu’nun dört bir yanında Ankara’ya geliyorsa demek ki bir dertleri bir sıkıntıları var. Buna çare çözüm getirmek de maliye bakanlığının görevidir.

Bu ülkenin zengin bir ülke olduğunu, adil gelir dağılımı olursa hazine imkanları herkese yetecek kadar zenginlikte olduğuna inanıyorum.

Ben Kimya hocasıyım; bu ülkenin yer altı, yer üstü zenginlikleri, stratejik konumu, dört mevsimi yaşaması, bir yarım ada oluşu hepsi de ülkemize ayrı bir zenginlik katmaktadır.

Peki sorun nedir? diye sorsanız bence ülkenin gerektiği kadar iyi idare edilmeyişinden kaynaklanıyor.

Ben bir emekli öğretmen olarak 38 Bin ile şükür ederek yaşamaya çalışırken, 138 bin alan birileri daha sağdan soldan ne bulabilirimin derdine düşmüş, dertleri artsın! İnsan gibi yaşasanız olmaz mı? Bu ülke artık sizin gibi hız ve haz peşinde olan insanları kaldıramaz.

Bir ülkede fen fakültelerinin puanı yerlerde sürünüyorsa,

Meslek okulları revaçta değilse,

Vatandaş kamu personeli olmak için bin bir yola baş vuruyorsa olacağı budur.

Tekrar yazımızın temasına dönersek Demokratik kitle örgütü olan Memur-Sen memurların özlük haklarını, maaş iyileştirmelerini istemekle yükümlüdür. Tepkisini de gösterdi, artık top Şimşek’te.

Emeklilere seyyanen artışın mevcut teamül ve yönetmeliklere aykırı olduğu halde verilmeyişi bir kırılma noktası oldu ve emekli memuru kırgın duruma getirdi.Geçen yerel seçimlerde hükumete gösterdiği sarı katı unutmamak lazım.  

Her fırsatta Memur-Sen’in bunu dile getirmesi önemlidir, 8000 lira olmasa da seyyanen 5000 gibi bir artışın refah payı adı altında emekli memura vermesi lazımdır.

Aslında çalışan memura 8000 lira verip emekliye hiç vermemektense hepsine 5000 seyyanen zam verilseydi, bu sorun oluşmazdı. Çalışan memura 8000 lira verip emekli memura vermeyen akıl engelli akıldır.

Memur-Sen’i bu düzeyli tepkiden dolayı tebrik ediyorum, Diyarbakır Memur-Sen’in bu gidiş gelişte bize yaşattığı huzur için şükranlarımı sunuyorum.Kardeşlik duyguları içinde huzurlu bir yolculuk yaptık, teşkilatın üyeleriyle bir uyum bir muhabbet içinde olduğu aşikardı. 

Selam ve selametle kalın.

Eyüphan Kaya

muslumandunya.com.tr genel yayın yönetmeni