Tweet |
Bu ülkenin vatandaşı olarak itilip kakılan benim, ikide bir son çeyrek asırda meydana gelen gelişmeleri gözüme sokarcasına bana anlatma!
1980 öncesi olup bitenleri anlatıp yeni neslin ağız tadını bozmak istemem ama JİTEM’in katkılarıyla dağa bağa gönderilen ve PKK’ye militan olan Kürt gençlerin derdini unutamam.
Bakın ben neler gördüm;
1-Köyümüzde meydana gelen bir kavgadan mahkum olan birilerini başka bir köyde yakalayıp kadınların huzurunda çırılçıplak etiler, yetmedi birini anüsünden bağırsaklarına hava pompaladılar, oğlu PKK’li oldu, kendisi hala da o depresyonu/tramvayı atlatmamış, saatlerce orada olsa konuşturmazsanız konuşmaz.
2-1980 sonrası silah toplamada köyümüzü bastılar bütün köylüleri sıra dayağından geçirdiler, ben 17-18 yaşlarındaydım, babamın yerine beni götürmüşlerdi, bu işkencelerin tamamı gözümün önünde oluyordu, yaşlı adamın eline yetmiş sopa vurdular, yetmedi oğlunu getirip gözü önünde dövdüler, “silah getirir” diye, ama adamın silahı yok ki getirsin.
Yetmedi beni ilçeye götürürken “biz Kürtleri dövdük, şöyle vurduk böyle vurduk” diye asker şarkı söylüyordu.
3-Bir amcazadem iş ortağıyla kavga etti, ortağı ona tornavida salladı, bizim ki de başkasının tezgahından aldığı bıçağı ona salladı ve ortağı yaralandı, öldü. Bizim amcazade kaçtı tabi, bunlar dört kardeş aynı avluda kalıyordu, erkekler kaçınca 7 kadınımızı emniyete götürdüler, iki gün koridorda tuttular, şerefsiz bir sözde polis de kızımıza sarkıntılık yapıyormuş.
4-Bizim köy korucu köyü, yedi şehit verdi, köyün dışında olan okulun gönderinden bir gece vakti bayrak indirildi, diye karakol komutanı yüzbaşıcık o korucuları sıraya dizmiş, “ben sizin karınızla birbir yatayım, siz bir bayrağa sahip çıkmadınız” diyerek, söylenebilecek en adi küfrü yaptı.
5-Kürtçe kaset aramak için asker bir eve baskın yapıyor, arıyorlar kaset bulunamıyor, evin genci bir aylık evli, eşine diyorlar ki “hele sallan belki üzerinde kaset var”, çiçeği burnunda gelin damadın gözüne bakarak hafif sallanıyor, asker bağırıyor “sallan sallan” gelincik daha sert sallanıyor tabi yine bir şey çıkmıyor, genci götürüp işkence yaptılar, birkaç gün nezarette kaldıktan sonra bırakıldı, ama o genç dağa çıktı, ileriki günlerde karakola saldırdı, asker öldürdü, kendisi de öldürüldü.
6-Kürtçe konuşmak yasaklandı, konuşan konuştuğu kelime kadar para öderdi, ya da ağzı burnu dağıtılırdı, veya hakaret yerdi. Hiç düşündünüz mü bir sabah kalkıyorsunuz ki Türkçe konuşmak yasaklanmış. acaba nasıl karşılardınız?
Daha çok yazılabilir de yazsam ben bayılacağım. Çünkü hala iki kuruşluk şerefim, namusum var. Eğer birileri olmuş da ne olmuş? derse vallahi de billahi de o bu ülkenin has düşmanı, hainlerin başıdır, Din ve namustan mahrum kimsedir, aynanın karşısına çıkıp yüzüne tükürsün bence.
Peki ben bir Kürt olarak ne istiyorum?
1-Bir defa hiç kimse bana Kürt kökenli vatandaş falan demesini istemiyorum, ben bu ülkenin vatandaşıyım ve Kürdüm.
2-Anayasada Atatürk Milliyetçiliği ve Laiklik kavramının olmasını istemiyorum, Tam tersine 23 Nisan 1920 tarihinde dualarla açılan Meclisin ruhu, 1924 anayasasında olduğu “Devletin dini, dini mübini İslam’dır” ifadesinin tekrar anayasaya girilmesini istiyorum, İstiklal Marşının özü ile uyumlu, Veda hutbesinden ilham alan bir Anayasa olsun istiyorum.
3-Pilot okullarda anadil eğitiminin yapılmasını istiyorum, Devletin resmi dili türkçe ama iki dilli eğitime geçilmesini istiyoru. Sonraki yıllarda yapılan müracaatlara cevap verecek kadar okulların açılmasını istiyorum.
Kürt ve Kürtçe üzerinde siyaset yapılasını istemiyorum.Kürt kavramının PKK ile yan yana zikredilmesini hiç istemiyorum, Abdullah Öcalan eski karanlık devletin adamıdır, buyur birilerine mübarek olsun, zarardan başka Kürtlere ne getirmiş ki Kürtlere yamamak isteyenler var. PKK’nin siyasi cenahı olan DEM Kürt gençlerini edep ve namustan yoksun bir hale getirip şahsiyetlerini ayaklar altına aldı. Buna rağmen neden PKK, Kürt kavramıyla yan yana zikrediliyor?
4-Devletin tüm kurumlarında Kürtlerin mimlenmeden girebilmesinin, görev almasının önü açılsın istiyorum.
5-Ülke bütünlüğü içinde Eyalet yönetiminin getirilmesini istiyorum. Kimse bölünme teraneleriyle karşıma çıkmasın, o kadar! Korku psikolojisiyle ülke idare edilmez.
6-Darbölge seçim yöntemiyle vekillerin seçilmesini istiyorum.
7-Cinayete karışmamış siyasi suçlar için bir genel af getirilmesini istiyorum…vs.
8-Kısacası ben müzakeresiz ve muhasebesiz bir süreç istiyorum, benim hakkımı kimse benimle müzakere etmesin, verin bana bir A4 kağıdı asgari yedi tane talebim var, yasal ve anayasal düzeyde hakkımı güvenceye al insanca yaşayalım. Muhasebeye gelince, yahu eski karanlık devlet bir milyon tane kabahat işlemiş, hangisi için özür dileyecek, lazım değil babam bir defa özür dilemesi yeter.
Arkadaş yeni yüzyılın hikayesi ancak böyle yazılır. Onun için Kürt meselesi var mı? Yok mu? sen bana sor. Dili Türkçe ruhu Kürt olan benim, acı çeken benim. “Sancım var” diyen bir hastaya Doktor “senin bir şeyin yok, iyisin” dese ne yazar!
Yok efendim ben böyle bir şey kabul edemem diyorsan yolun açık olsun, ama herkes bilsin ki bu yaklaşımla sen bu memleketin başına bir belasın, bir gün o bela senin boynuna dolanır!
Benden söylemesi.
Eyüphan Kaya