Bir insan deyip geçmemek lazım, iki gündür ulema toplantısındaydık konuşmacıları pür dikkat dinledim gayet güzel konuşmalar da yapıldı, ama bazı şeyler eksik kaldı.

Mülahaza zamanında el kaldırdım, yüksek sesle söz istedim ama olmadı, salon şahittir söz verilmemişse vebali bana ait değildir.

Peki söyleyeceklerim neydi ki konuşmak için bu kadar ısrar ettim. Buyur sizinle paylaşayım.

1-ABD’nin 1949 yılında Mısır-Kahire’de 160 ülkeyle imzaladığı Fullbright adıyla bilinen bir anlaşma var, bu anlaşmayla ilgili ülkelerin Talim Terbiye müfredatını kontrol altına tutuyor, ayrıca gözüne kestirdiği kimselere burs vererek Batıda okutuyor ve dönüşte ülke yönetiminde ona bir şekilde yer veriyor.

Yani bizimki gibi görünen kimi Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı, MİT başkanı bizden çok ABD’ye çalıştığı yıllarca yaşamışız, müfredatta ise iman, edep,  marifet ve hikmet kavramı, selam ve dua dahi geçmemelidir.

Hal böyle olunca işin yok “ben hayırlı evlat yetiştiririm” de, okul onu senden alır kafası boş beleş  bilgilerle doldurur, kof bir insan olarak yıllar sonra sana geri verir. Maalesef Türkiye hala bu sözleşmeden çekilmemiştir.O zaman hepimiz bunu bilmeli ve yetkili, etkili insanları yakasına yapışarak bunun iptal edilmesi için çalışmalıyız.

2-Yahova Şahitleri diye bir Hiristiyan tarikat var, dünya çapında 7-8 milyon kadar kişidirler, bunlar tebliğ amaçlı bir site yapmışlar.

200 dille tebliğ yapıyor. Mesela Kürtçe’ninin Kürmanci, Zazaki, Sorani, Gorani lehçesiyle tebliğ yapıyorlar.

Sorulan sorulara cevap veriyor, ayrıca şöyle bir taahhütte bulunuyorlar; “şayet sorduğunuz sorulara tatmin edici cevap alamadıysanız adresinizi verin Papas ziyaretinize gelecek”. diyor. Bizim de bu ve benzeri çalışmaları yapmamız gerekmiyor mu?

3-Hayatımızda Camiyi buluşma yeri yapalım; bir arkadaşımız, dostumuzla görüştüğümüz zaman filan camide görüşelim diyelim. Camiyi hayatın merkezine alalım.

Cami sulh ve selamet yeridir, istişare yeridir, ilim irfan yeridir, sosyal yardımlaşma ve dayanışma yeridir.

Evet ulemaya bunları söyleyecektim ama olmadı. “Her şeyde bir hayır olduğu gibi vardır bunda da bir hayır” diyorum.

İki gün, üç oturum ve selamlama konuşmalarıyla 10.ulema toplantısı verimli geçtiğine inanıyorum. Ama iyinin daha iyisi yapılabilir, yapılmalıdır. Bu halkın vebali bizden sorulur.

Alimlerden diyemem çünkü her sarığı saran alim olamaz, belki ilimden küçük bir pay almış bu yolun yolcusudur. Ama herkes bildikleriyle amel etmek ve başkasıyla paylaşmaktan sorumludur.

İşte, yaşamak ve irşat etmek konusunda sanki yetersiz kalıyoruz, en azından ben kendimi öyle görüyorum. Ümmet şuurlu Müslümanları bekliyor ben buna inanıyorum.

Belki bu kavramın içini doldurmayı bilmiyorduk ama Hamas bize öğretti, şuurlu mümin olmamın ne anlama geldiğini.

Selam ve selametle.