Bugun...



Kaya: "Sulh ve selametin yolu camiden geçer" dedi.

Genel Yayın Yönetmenimiz Eyüphan Kaya Milli Dayanışma komisyonunun çalışmasına destek olarak Diyanetten beklentilerini yazdı. İşte o yazı...

facebook-paylas
Tarih: 08-08-2025 16:27

Kaya:

Ülkemiz 23 Nisan 1920 yılında bir Cuma günü dualarla açılan Büyük Millet Meclisi(BMM) karar yeter sayısı olmadığı halde feshedildikten sonra günümüze kadar başımıza bin bir bela geldi.

Bir İngiliz eyaleti haline getirilmeye çalışılan ülkemizde günümüzdeki Gazze zulmünün birkaç tanesi yaşandı, mesela bunlardan biri “Zilan Katliamı” diğeri ise “Dersim katliamı” dır. Her biri günümüz Gazze zulmünden beter.

Öz vatanında ecdadımız nice nice zulümlere maruz kaldı. Üstelik o pırıl pırıl insanlara birer kulp bağlayarak onları bu cezaya müstehakmış gibi bir duruma getirdiler. Hala da o günlerde yapılan zulüm dehşetini ve zalimleri bu halka anlatamıyoruz.5816 numaralı yasa buna müsaade etmiyor.

Ben Diyarbakır Meclisi adına 2013 yılı 1 Mart’ta İzmir Meclisine  davet edildim, beş dakika konuşmak için, kısaca şöyle derdimi dile getirdim; “Ben muhasebesiz ve müzakeresiz bir süreç istiyorum, çünkü muhasebenin peşine düşsek altında kalkılmayacak ağır bir dert var orada, devlet adına yetkililerin özür dilemesi bana yetiyor, müzakereye gelince kim benim hakkımı benimle müzakere hakkına sahiptir? verin bana bir A4 kağıdı, 7 talebim var, yasal ve anayasal düzeyde hukuki bir zeminde tanıyın, o kadar.”  Şeklinde bir ifade kullandım.

2013 yılı 1,2,3 Mart günlerinde TkMM olarak “Barış Üçgeni” adıyla bir program yaptık.2 Mart’ta İzmir temsilcisi Diyarbakır’a geldi, uçakta Türkçe ve İngilizce anonsun yapıldığını gören İzmir Meclis sözcüsü gazeteci-yazar Pervin Mısırlıoğlu yaptığı ilk iş dilek ve temenni kutusuna “Neden Kürtçe anons yapılmıyor?” sorusunu yetkililere sormak oldu. Size basit gibi gelebilir ama bir Kürt vatandaş olarak Kürtçe anons çok önemlidir. 3.gün de İstanbul'a gitmiştik.

Evet tüm parti, kurum ve kişilerin “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” komisyonuna destek vermesi lazım ama bu gün özellikle Diyanetin bu sürece destek vermesinin gereği üzerinde durmak istiyorum.

Cemaatle namaz kılarken Kametten sonra İmam “safınızı düzeltin ve yanaşın, Allah sizden razı olsun” Türkçe dedikten sonra ikinci tarafa dönünce  aynı komutu Arapça değil, Kürtçe vermesinde fayda var. Şöyle ki; “Sefa xwe rast bêkên û xwe berhev bidên Xüda ji we razî be” Allah aşkına soruyorum, bir tane dahi Arab’ın olmadığı bir cemaate bu komutu Arapça vermek akılla bağdaşır mı? “İstevu vettesilu rehimekümillah”

Anekdot: Bir gün bir camide bir muallim arkadaşımla cemaatle namaz kıldık, bu komutun Türkçe ve Arapça olduğuna dikkat çekmek için dedim ki; “bu imam arkadaş Türklerle Türkçe, Kürtlerle Arapça kokuşuyor” meğerse muallim arkadaşım o Arapça kısmını başka bir dua olarak biliyormuş. İşte halimiz bu.

Çoğunluğu Kürtçe bilen kimi camilerimizde Kürtçe vaaz edilmelidir. Kısaca Türkçe de özetlenmelidir.

Camilerin girişinde ilan tahtasına yazılan Ayet ve Hadisin Türkçe meallerinin yanı sıra Kürtçe de yazılmalıdır.

Ayrıca Milli Dayanışma.. komisyonu belli bir kıvama gelince o komisyona sözcülük ederek, bir barış hutbesiyle 90 bin camimizde sulh ve selamet sürecine sahip çıkılmalıdır.

Unutmayın caminin ev sahipliği yaptığı işlerde bereket var, huzur var. Ayrıca toplumumuzda birçok barış toplantıları caminin ev sahipliğinde yapılıyor.

Selam ve selametle, sulh ve adalet içinde yaşayın.




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 385 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DİYANET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI