![]() |
Tweet |
Nice valiler bu şehirde gelip geçti, birçoğuyla irtibatım oldu, ziyaretlerinde bulundum. Şehir için düşündüklerimi onlarla paylaştım.
Hüseyin Avni Mutlu için; “O da bir valiydi” başlıklı bir yazı yazarak insani/İslam’i çalışmalarını anlatmıştım, okurken duygulandığını ifade etmişti.
Daha sonra Mustafa Toprak geldi; “vali misin, veli misin?” başlıklı bir yazı yazdım, telefonla arayarak duygularını belimle paylaştı.
Daha sonra Hüseyin Aksoy geldi, tarzını beğenmediğim için “Ben Diyarbakır valisi olsaydım” başlıklı bir yazı yazarak yapılabilecek konuları dile getirmiştim.
Hasan Basri Güzeloğlu çok bilgili, güzel konuşan, az icraat yapan bir valiydi, arkasında anılabilecek bir eser bırakmadı.Sadece özellikle Sur ilçemizdeki bazı tarihi camiler olmak üzere bir çok camide temizlik için tuvaletlere belediyeden eleman tahsis ederek ücretsiz hale getirmişti, bu icraatıyla aklıma geldi.
Münir Karaloğlu birkaç uygulamalarıyla akılarda kaldı desem doğru olur.
Ali İhsan Su beyefendi bir yöneticide olması gereken tatlı sertlikte, tatlı yönü sert yönünü yok etmişti, diyebilir. Ben onu çok sevdim, Allah ikimizi de cümle okuyucularım ve dostlarımı da sevsin, onları sevenleri de, cümlemizi adı liva-ül hamd olan peygamberin şefaat bayrağı altında haşir/neşir eylesin.
Şu andaki mevcut valimiz Murat Zoroğlu’nu daha tam çözemedim, ama bu valiler arasında icraatlarıyla Münir Karaloğlu fark attı, diyebilirim, tabi diğerleri de muhakkak kendince bir şeyler yapmışlar, her yapılanı da benim görmem mümkün değildir.
Karaloğlu;
1-Kürtçe Kursları açtırdı, yetmedi, kendisi de kursa gitti,
2-“Doğunun üç kanadı” projesiyle halkın gönlüne dokundu,
3-Yedi uyur olarak adlandırılan Ashab-i Kehfimize sahip çıktı,
4-Diyarbakır’ın fetih programını o başlattı.
5-İcraat adamıydı.
Görevden alınınca onu yolcu etmeye gittiğim ilk vali oldu, benle Büyük İktidar Partisi(BİP) Genel Başkanı Selamettin Tellioğlu ile beraberdik, ona mesleğindeki derecesinin daha yükselmesi için duada bulunmuştuk. Bir eksiğini sorsanız, Karadeniz bölgesi başta olmak üzere bir çok eleman dışarıdan belediyeye almasını söyleyebilirim.
Ali İhsan Su Beyefendi de emekliye ayrılınca uğurlamaya gidenler arasındaydım.
*Kürtçe kursun açılışında ben de ilk derse katılmıştım, bir ders saatinde bir öğrenci edasıyla ders dinledi, kelimeler öğrendi, öğretmene soru, sual etti, Kürt’çe “Ben valiyim” desem nasıl söylemem gerekir? öğretmen de “ez walîme” demeniz lazım dedi.Ben de bunun üzerine “ez walime” başlıklı bir yazı yazdım. Yazılarımı benimle hiç değerlendirmedi ama "şu üç yazarın yazılarını muhakkak benimle paylaşın" dediği yazarlardan birinin ben olduğum bana söylendi.
*“Doğunun üç kanadı” projesinden amaç, Ahmed-i Xani, Melayi Ciziri ve Feqiyi Teyran gibi alimleri eserleriyle, hayatlarıyla gün yüzüne çıkararak onlardan istifade etmemize vesile oldu.
*Dünyada 34 yerde olduğu söylenen, ülkemizde de 4 yerde olan adı ve hadisesi Kur’ani Kerimde kıssa olarak anlatılan Eshab-ül Kehf yedi uyurlarımıza sahip çıktı, 28 Mayıs gününe kadar, ben üç yazı yazarak Eshabi Kehfi hatırlattım, Prof.Dr.Hasan Tanriverdi hocamız birebir ilişkileriyle Münir valiyi ikna etmeye çalıştı, Prof.Dr.İrfan Yıldız bir Sanat Tarihi hocası olarak gündemine aldı, derken Valimiz Münir Karaloğlu da ikna oldu ve ekranların önünde “Ashab-i Kehf hadisesi burada cereyan etmiştir” dedi, ona göre bir hazırlık yapıldı, 28 Mayıs’ın uyanış günü 1500-2000 kişiye öğle yemeği ikram edildi, orada Cuma namazı kılındı.Haber fotoğrafı o günden kalma bir fotoğraftır.
*İlk defa onun zamanında Diyarbakır’ın 639 yılında sahabe ordusu tarafından fethedilen şehrimiz için “Fetih anma” programları düzenledi. Üniversitedeki Fetih camisinde sabah namazı kıldıktan sonra Hz.Süleyman camisine kadar tekbir ve salavatlarla bir yürüyüş düzenledi, günümüze kadar her yıl devam etti. Bu sene sadece Hz.Süleyman camisinde sabah namazı buluşması münasebetiyle Fetih anıldı, vardır onda da bir hayr diyelim, inşallah gelecek yıl Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde daha manidar bir tarzda fetih ruhu ile anılır.
*Verdiği talimatların neticesini ilgili kimseden isteyerek işin yapılıp yapılmadığını takip eden bir valiydi.
Bütün bu vasıflarını bir arada düşününce "Münir valimizi arıyoruz" demek içimden geldi.
Selam ve selametle günün birinde şu andaki Van valisi Dr.Ozan Balcı bu ile vali olarak gelirse belki süper vali hayalimiz de gerçekleşir ve bir efsane olarak tarihe damgasını vurur.
Tabi herkes kabiliyet ve imkanlarından sorumludur. Benim de vazifem buraya kadar.
Eyüphan Kaya