|
Tweet |
Diyarbakır ÖNDER adına Genel Sekreter Emekli Din Görevlisi Fuat Ezgin ile Okul Aile Birliği Birim Başkanı Eğitimci Yazar Eyüphan Kaya Kocaköy ve Lice'de İmam-Hatip okulları ziyaret edilerek bazı öğrencilere giysi yardımında bulunuldu, diğer yandan bilgilendirme seminerleri verldi.
Aynı zamanda EDEP İzleme Kurulu üyesi olan Eyüphan Kaya Kocaköy Şehit Ömer Halis Safitürk İmam-Hatip lisesi ile Lice İmam-Hatip lisesi öğrencilerine hitaben “Veda hutbesi” temalı bir sunum yaptı. Özetle şunları ifade etti.
Peygamberlik müessesinin insanlığa yol göstermek için önemli olduğu, Hz.Adem(as) ‘den Hz.Muhammed(sav)’e kadar sahih rivayetlere göre 124 BİN Peygamber, 313 Resul ve 5 Ulul azım peygamberlerin geldiği ve yüce Allah bu peygamberler aracılığıyla insanlara kaliteli bir hayat için yol gösterdiğini söyledi.
Bakara Suresinin son ayetinde müminlerin vasıfları sıralanırken; Resuller arasında ayırım yapmadıkları söylenir, yani biz bütün peygamberlere inanıyoruz ama Yahudiler Hz. İsa(as) ve Hz.Muhammed’i(sav) kabul etmezler, Hıristiyanlar ise Hz.Muhammed(sav)’i kabul etmezler, buradan da hak yol üzerinde olan Müslümanlar olduğu anlaşılıyor.
2018 yılında BM Güvenlik toplantısına gitmiştim, ilk gün akşama kadar konuşanlar hiç Allah ve peygamberden bahsetmediler. İkinci gün dedim ki “Allah’ın gönderdiği peygamberlerin müktesebatından faydalanmazsanız dünyaya huzur getirmeniz mümkün değildir. Yüce Allah yeryüzünde insanca yaşamamız için yol yordam göstermiştir.”
Bu gün de insanlık yolunu kaybetmiş aslında ilahi öğretiyi arıyor. 193 üye ülkeli BM Gazze’de iflas etti.
Veda Hutbesi Zilhicce’nin 9’u ve 632 yılı 8 Mart günü iki farklı zaman diliminde Peygamberimiz 100 Bini aşkın sahabeye seslenerek okunmuştur, bir Cuma hutbesi değildir.
Peygamberimiz Veda Hutbesini irad ettiği yılda vefat edeceğine dair üç defa ima etmiştir.
*Biri yılda bir defa Cebril-i Emin gelir kuranı okur peygamberimiz(sav) dinlerdi, Peygamberimiz(sav) okur Cibril(as) dinlerdi, o sene iki kere yapmıştı.
*Bunu peygamberimiz vefatına yakınlığı ile yorumlamıştı.
Ayrıca Nasır suresi nazil olunca da biricik Fatımasına vefatının yaklaştığını söylemişti.
*Veda hutbesinde de seneye hacda bir araya geleceğimizi tahmin etmiyorum, diyerek vefatının yaklaştığını söylemiştir. Bu hutbe aynı zamanda Müslümanlar için, insanlık için vasiyet niteliğindedir.
Bu üç hadiseyi bir araya getirince veda hutbesi bir anlamda peygamberin sahabelere vasiyeti gibi oluyor.
Veda Hutbesinin izahı kısa bir zamana sığdırılamaz, ben özetlemeye çalışayım. Siz de okuyun inceleyin.
*Mal, Can ve Namus’un kutsal birer değer olduğunu ve dokunulmaz olduğunu söyleyen Allah Resulü Muhammed(sav),
*Fakirden alıp zengine veren faizi yasaklamış,
Faizcilik öyle kötü bir durum ki, Allah ve Resulü ile savaşmış kadar bir günah olduğunu yüce Allah(cc) Kur’anı kerimde belirtiyor.
*İnsanlık için bir kusur olan kan davasını kaldırmış,
*Kadına karşı sorumluluk hissini erkeklere emretmiş, karşılıklı haklarının olduğunu beyan etmiştir.
*Müslüman müslümanın kardeşi olduğunu söylemiş,
*Veraset konusunda yüce Allah(cc) herkesin payını belirlediği için başka arayışlara girmeyi yasaklamış,
*Irkçılığı yasaklamış; Beyazın Siyaha, Siyahın Beyaza üstünlüğü, Arab'ın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü olmadığını, üstünlüğün ancak takvada olduğunu ifade etmiş.
Takva öyle bir ölçüdür ki Allah’ın dağında olan bir çobanda saraylarda yaşayan bir bakanda ona ulaşabilir.
Dikkat etseniz hala da bu sorunlar insanlık aleminde devam etmektedir.
*Bir gün kendini beğenmiş beyaz bir insan bir zenciye tuhaf tuhaf bakınca mana adamı olan zenci o beyaza diyor ki; “hayrola boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı? kusura bakmayın benim burada bir payım yok”, tabi beyaz adam mahcup olup, özür dilemek durumunda kalıyor.
*Hacca gidenler bilir Safa ile Merva arasında bir koşuşturma var, o koşuşturma aslında Hacer annemizin yaşadığı sıkıntıyı bir anlamda yaşamaktır. Hz.Hacer hem kadın, hem zenci ve aynı zamanda cariyeydi. Yüce Allah ne diyor? onun yaşadığını yaşayın ben günahlarınızı af edeyim. Daha ne olsun. Allah aşkına daha kadına nasıl değer verilebilir?
*Kur’an ve Sünnete bağlı yaşamayı emretmiş,
Malumunuz Kur’an anayasa ise sünnet yasa durumundadır. Bir Hakim düşünün daha yeni atanmış diyor ki “ben anayasaya göre karar veririm,” hüküm verebilir mi?
*Peygamberin hayatı Kur’anın yaşama modellenmiş halidir.
Kur’an neyi yapmamız gerektiğini emreder, Peygamberimiz nasıl yapacağımızı gösterir.
*Kuranın öğretmeni Peygamberimizdir(sav)
*Ben Kimya hocasıyım, hiçbir Kimya öğretmeni öğrencisine “evladım al kitabı git deney yap" demez, tam tersine kitapla birlikte başında durur deney yapması için ona rehberlik yapar, işte Peygamberimiz bizim için böyle bir örnektir.
Hem Kelime-i tevhitte Allah’ın varlığına ve birliğine iman ve Muhammed’in onun resulü olduğuna iman vardır.
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı,haksız yere öldürmeyeceksiniz.
Zinaetmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız.
Bu dört maddenin önemine binaen olsa ki, bir daha bir arada zikredilmiş.
Sevgili gençler şirk çok sinsi bir durumdur, bir insan bazı konularda Allah’ın emrine, bazı konularda birilerine uyarım diyen müşrik olur.
Peygamberimiz "veda hutbesiyle" İslam’ı özetlemiş ben de veda hutbesini özetledim, lütfen siz tamamını okuyun.
Peygamberimizin vefat arifesinde hasta haliyle camiye gelmiş ve demiş ki;
-kardeşlerim sizden birinizin üzerime hakkı varsa buyursun söylesin helalleşelim, ta ki mahşer günü yükümüz ağır olmasın.
Ükkaşe(ra) adlı bir sahabe;
-Benim senin üzerinde hakkım var ya Resulüllah(sav) diyor, bir gün at yarıştırıyorduk, ben sizi geçtim ve siz çıplak olan sırtıma bir kamçı vurdunuz.
Peygamber diyor ki;
-Gidin evden kamçımı getirin Ükkaşe hakkını benden alsın, kamçı getiriyorlar Resul-ı Ekrem sırtını açarak gel vur ya Ükkaşe
Ükkaşe diyor ki;
-Annem babam sana feda olsun, ben sırtındaki nübüvvet mührünü öpmeyi çok isterdim bana şimdiye kadar nasip olmamıştı, onun için bir hileyi uydurdum, diyor ve sırtını öpüyor.
İşte kardeşlerim peygamberimizin hak hukuk anlayışı buydu. Unutmayalım mahşer günü zor bir gündür, onun için peygamberimi uyurken “ya Rebbi mahşer günü beni azabından kurtar” şeklinde dua etmiştir.
Kanaatim o ki gerek veda hutbesi ve gerekse peygamberimizin adalet anlayışı uluslararası sözleşme haline getirilmelidir. dedi.
Kaynak: Müslüman Dünya