Şaşırmamak elde değil, bu soruyu sormak kadar abes bir şey yok kanaatimce.

Ben ikiz torunlarımı 4-6 yaş grubu süresinde Kur’an Kursuna gönderdim, çocukları hem eğlendiriyor, hem elifba öğretiyorlar, sevgi ve muhabbetin önemini aşılıyorlar.

Paylaşımın, arkadaşlığın, insanlığın ortak değerleri olan utanma duygusu(haya), yardımlaşma ve empatiyi dolaylı olarak öğretiyorlar,

Allah’a iman mevzusunda çocukları sıkmadan öğretiyorlar. Eee bu yaşta çocuklara ne öğretilebilir, bir Müslüman çocuğuna bunların öğretilmesi lazım değil mi? Çocuk bu bilgileri sokakta öğrenebilir mi? hele ki bu devirde.

Çocuklarımıza bu değerleri öğretmek durumundayız… belli bir yaşa geldikten sonra tercihini ne yönde yapar artık mesuliyet onda olur.

İnsan fıtratına uygun hal ve davranışlarla tanışan bir kimse kolay kolay “en büyük Apo”, “En büyük Ato” demez,  çünkü o artık “en büyük Allah” olduğuna inanıyor.

Bu terbiye ile yetişen bir kız evladı yarı çıplak gezmez, göbeğini el aleme arz etmez, erkek de zevzek zevzek ona bakarak röntgencilik yapmaz.

Ne kız elini herkese verir, ne de erkek her kızın elini tutar.

Nefisinin esiri olmazlar, toplumun içinde bir değer olarak yaşarlar, varlıkları insana ünsiyet verirken, yoklukları bir boşluk ve özlem oluşturur.Bu tür insanlardan DEM, CHP..vb siyasi mecralara bir pay kalmaz.

Yani kısacası piyasadaki hedefsiz kitle gibi, rüzgarın estiği taraf yuvarlanan kenger misali değil, kalabalıklara “dur” diyebilecek ağırlıkta olurlar. Bu da ucuz siyaset yapan birilerinin hoşuna gitmez tabi, ne Kemalistler ne de Apoistler bu şekilde yetişen insanları sevmezler, çünkü onlara anlık duygularıyla hareket eden insanlar lazım. Onlarda birilerini ikna edecek bilgi ve kabiliyet olmadığı için sürü misali insan kalabalıklarını ararlar.

İşte görüyorsunuz sözleriyle din düşmanlığı, davranışlarıyla namus düşmanlığı yapan bir DEM partisi var, bunu görmemek için kör olmak lazım. Yarın ah çekmek durumunda kalmadan bu yanlış  yoldan  dönmek lazım. Buna en çok bu partiye oy veren vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekir.

Bu kadıncık Mardin  vekili olduğa  göre Mardin  seçmeninden  bir tepki gelmeli  yoksa “rızayı kabahat aynı  kabahattir”  babından  bu konuşmanın  vebaline ortak  olurlar.

Kemalist sistem cebren ve hile  ile insanımızı milli manevi değerlerden  bihaber yetiştirdiyse de bundan  sonra buna  müsaade etmeyeceğiz, çünkü toplumun  eğitim  kalitesi ve duyarlılığı  arttı.

Bu kadar boş  beleş  insanlar bu ülkede vekil oluyorsa ne durumda olduğumuzu düşünmek  dahi insanı umutsuzluğa  sevk  eder, fakat az kaldı yakında devlet düzeni hak ettiği duruma gelirse, vekil adaylığı için yedi şart konulduğunda, dar bölge seçim yöntemiyle vekil seçildiğinde o zaman meclise kalite gelecek ve ülkenin huzuruna huzur katacak diye düşünüyorum. Tabi bunun için sivil insanların, hak adamlarının, Anadolu erenlerinin sahada olması lazım, yoksa işimiz zor, bunu da belirtmekte fayda var.

Birileri diyecek ki “niye kadıncık dediniz?” peki ne diyeyim? vatandaşı öyle bir konuda uyarmaya çalışıyor ki bir vekile, bir insana, bir kadına, yakışmayan bir soru soruyor, ben de kadıncık demek durumunda kaldım. Yazı biraz ani oldu, aslında “Bu dünyadan bir Narin geçti” başlıklı bir yazı yazacaktım bir anda bunu yazmaya karar vermek durumda kaldım. Onu da yazarım inşallah.

Allah sonumuzu hayreylesin.

Eyüphan Kaya muslumandunya.com.tr genel yayın yönetmeni.