Diyarbakır Hacı Abdurrahman ENÇ Taziye evinde Hak ve Kardeşlik Hareketi tarafından iftar verildi.

İftar programına düzeyli bir katılım oldu: Genel Başkan Prof. Dr. Naki Erdemir'in yanı sıra; Ak Parti Ömer İLERİ, Saadet Partisi İl Başkanı Abdurrahman ERGİN, Hak ve Kardeşlik Hareketi Bölge Koordinatörü Selami AY Hak ve Kardeşlik Hareketi Diyarbakır temsilcisi Yasin Yıldız, Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı Eyüphan Kaya ve yöneticilerin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

Program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Selamlama konuşması yapan Diyarbakır Hak ve Kardeşlik Temsilcisi Yasin YILDIZ, davetlilere teşekkür etti. Hep beraber güzel çalışma yapmaları gerektiğini, Diyarbakır’ın ve Türkiye’nin böyle bir harekete acil ihtiyacı olduğunu vurguladı.

En son söz alan Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı Prof. Dr. Naki Erdemir, günün anlam ve önemi üzerine kısa konuşma yaparak, davetlerine icabet edenlere teşekkür etti. Hareketin amacı ve süreci hakkında bilgi verdi.

Erdemir; “Hak ve Kardeşlik Hareketi, 2012 yılında uzun istişareler sonucunda ümmetin derdini dert, davasını dava edinen profesör, doçent, esnaf, iş adamı, öğretmen, öğrenci; kısaca toplumun her kesiminden insanlar tarafından Van’da kurulmuştur. Daha sonra Genel Merkez İstanbul’a taşınmıştır. Her il ve ilçede temsilciliklerini açmaktadır.

Bir kutlu dava için ihtiyaçtan doğmuştur. Kısaca halkın, bölgenin ve ülkenin, ümmetin ihtiyacından Anadolu topraklarında vasıflı insanlar tarafından kurulmuştur. Kısaca ölçüsü, Kuran ve Sünnettir.

Hak ve Kardeşlik Hareketi şahısların, politikacıların isteği üzerine kurulan bir kuruluş olmadığı gibi, hiçbir derneğin, vakfın ve partinin devamı veya arka bahçesi değildir.

Hakka dayalı ümmet anlayışında Kardeşlik hareketi demek daha uygundur. Çünkü halkların buluştuğu, sözde değil, özde kardeşliği inşa etmeye çalışır.

Ülkenin birliğini berberliğini, kardeşliğini, barışını hakka dayalı olarak sağlamaya gayret sarf eder. Herkesin bildiği gibi güneş doğudan doğar diyerek doğudan batıya doğru ilerlemektedir. İstikbâli köklerde arar, sırtını kadim medeniyetimize dayamaktadır.

Ayrıca sıradan bir hareket olmayıp, öncelikle gençliğin ve ülkenin her türlü problemini kendine dert edinir, ilmî ve uygulanabilir çözümler üretir. İman varsa, imkânında olacağına inanır. Hedef kitlesi toplumun her kesimidir. Düsturu “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadisi şerifidir.

Bölgesel ve ırksal öncelikleri olmayan, bu tarz söylemleri asla tasvip etmeyen bir harekettir. Açık ifadeyle sadece Türkleri, Kürtleri, Arapları özetle bir ırkı merkeze alarak faaliyet yapmaz. Her ırka eşit mesafededir. Irkların varlığını ve dillerini Allah’ın ayetleri olarak kabul ederken; ırkçılığı ise cahiliye âdeti olarak kabul eder. Allah’ın yarattığından değil emrettiğinden hesaba çekeceğini bilir. Yaşam tarzını, hayat felsefesini de buna göre inşa eder.

Bu nedenle Hak ve Kardeşlik Hareketi, şahısların keyfi doğrularını değil, Allah’ın ve Resulünün doğrusunu kabul eder. Kişilerle ve onların piyonlarıyla değil, düşünce ve fikirlerle uğraşır. Kökleri mazide olan yeni bir ses yeni bir nefestir. Halkın kendisi ve kimsesizlerin kimsesidir. Bilhassa kısık seslilerin gür sesidir. Ülkenin her alanda kalkınması için, ne gerekiyorsa onunla ilgili proje ve programlar geliştirir, uygulanması için gayret sarf eder.

Ayrım yapmadan yüce milletimizin değerlerine, kültürüne, inancına, örf ve adetlerine sahip çıkan tüm cemaat ve cemiyetleri, STK’ları kardeş bilir.

“Ne mutlu Müslümanım” mefkûresini savunarak ümmeti kucakladığını özde ve sözde ortaya koymaya çalışır. Kısaca Hak ve Kardeşlik mefkûresi anlatmakla bitmez, bu mefkûre icraatla ortaya konur. Çok önemli bir husus ise çıkarları için dini kullanmaz, dini hayatın merkezine koymaya çalışır. Dinsiz siyaseti asla kabul etmez, hakka dayalı siyaseti meşru görür ve İslam’a insana, topluma, ülkeye, ümmete hizmet etme aracı kabul eder. Peygamber mesleği olduğunu çok iyi bilir. Yüce milletimizin, tüm mazlum ve mağdurların huzuru ve refahı için birlik olunması gerektiğini savunur. Önce devlette sonra ümmette vahdet olması gerektiğinden, İslam Birliği’ni kaçınılmaz kabul eder.

57 İslam ülkesinin Filistin'i işgal eden İsrail'le baş edemediğini belirterek, "Önce devlette, sonra ümmette vahdet olması gerekir. 57 İslam ülkesi bir İsrail'in hakkından gelemiyor. Bol laf üretiyoruz. Lafla bu işler olmaz. İsrail güçten ve kötekten anlar" diye konuştu.

Hak ve kardeşlik hareketinin ülke çapındaki çalışmalarına değinen Erdemir, ülkenin her bir ilçesinde gönüllü temsilcilerin olduğunu ifade etti.

"YAPTIĞIMIZ FAALİYETLERİN YAYILMASINI ARZULUYORUZ"

Yaptıkları faaliyet ve çalışmaların özellikle dijital mecralarda yayılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Naki Erdemir, "Allah'a ne kadar hamd etsek azdır. Çünkü eğitimci olmamız hasebiyle yıllarca yetiştirmiş olduğumuz öğrenci kardeşlerimiz şu anda kimisi öğretmen, kimisi müdür, kimisi Belediye Başkanı, kimisi milletvekili, kimisi bakanlıklarda genel müdürdür. Bunların bizleri ve hareketimizi yakinen biliyor olmalarıdır. Böyle bir potansiyele sahip olmak herkese nasip olmayan bir durumdur. Ve Allah'ın bizlere bir lütfudur. Bir diğer husus da İstanbul'da iki yerde Bitlis'te Muş'ta Van'da Diyarbakır'dan kardeşlik iftar buluşmaları yaptık ve yapıyoruz. Eşimiz dostumuz, şu an öğretmenlik yapan öğrencilerimiz ve fakültemden mesai arkadaşlarım; bu iftarlarda benim de tuzum olsun diye yardımcı olmaları bizleri çok memnun ediyor. Buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum Rabbim onlardan razı olsun.

Diyarbakır’daki iftarımızın hayırseveri Diyarbakırlı İşadamı M. Kemal SİNANLI Beye nasip oldu. Kendilerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Rabbim ondan razı olsun.

Sizlerin yapmanız gereken; yapmış olduğumuz faaliyetleri sosyal medya üzerinden takip etmeniz ve paylaşım yaparak eşinizle ve dostunuzla paylaşmaktır. Bu, Allah rızası için yapılan bir nevi cihattır. En azından bu cihatta sizin de bir tuzunuz olsun diye düşünüyoruz. Önemli bir husus yüce milletimizin, tüm mazlum ve mağdurların huzuru ve refahı için birlik olmak zorundayız. Hepimiz iman sahibi olduğumuz için bizlerin çimentosu ve ortak paydası Kuran ve sünnettir. İman ve inanç değerlerimizdir. Ülkemiz bir, vatanımız bir Türkiye Bayrağımız bir, bir olanlarda birlik olmak zorundayız. İşte o zaman ne ABD, ne siyonizim kalır.

Derdimiz ve davamız ülke ve ümmet davasıdır. Sevdamız hak, hukuk, adalet sevdasıdır. Medeniyetimizin dirilişi ve inşasının sevdasıdır. Türkiye gemisinde ümmet rotasında, eşit halk eşit hak anlayışında, ne mutlu Müslümanım mefkûresinde, İslam milleti ve medeniyeti uğrunda çalışmaya ve yol almaya gayret sarf eder!” diyerek sözlerini tamamladı. Program, çekilen toplu fotoğrafın ardından sona erdi.

Kaynak:Müslüman Dünya yayın grubu