|
Tweet |
Editör: Diyarbakır seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaya: Doğrusu 20 yıldır nasıl ki muhalefet iktidarın işini kolaylaştırıyordu, aynen onun gibi şehrimizde de Ak Parti DEM’in işini kolaylaştırıyor.
Ak Parti Diyarbakır’da halkın partisi olamadı, belli aileler ekseninde varlığını sürdürmeye çalıştı, özellikle aday tespitlerinde de bunu görebiliyorsunuz.
DEM, DİYARBAKIR’DAKİ BAŞARISINI AK PARTİYE BORÇLUDUR
Halka hitap eden, emek insanı, mütevazi kimseleri Ak Partinin adayları arasında göremiyorsunuz. DEM’in başarısının altındaki sır budur diye düşünüyorum.
DEM Diyarbakır’da sandığa giden seçmenin %62 oranında oylarını aldı, ama vatandaşların %32’si sandığa gitmedi, bunu göz önünde bulundurduğunuz zaman DEM seçmenin toplam oylarının %40’ını almış oluyor, bunu iyi analiz etmesi lazımdır diye düşünüyorum.
%60 neden beni görmezlikten geliyor? diye düşünmesi lazım, eğer böyle bir derdi varsa tabi.
Editör: Siz DEM’in gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Kaya: Herkes biliyor ki bu hareketin selefi olan parti 80 vekille Ankara’ya gidip siyasi bir işlev görmeyince sokaklara indi, 5 ay sonra yapılan erken seçimde vatandaş onlardan 21 vekil geri aldı, o günden beri her geçen gün marjinalleşiyor, her seçimde oyları düşüyor, böyle giderse daha da düşecek…
DEM, CHP’NİN DEĞİŞİK BİR VERSİYONU, TÜRK SOLU TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR.
Çünkü sözde Kürt partisi olan DEM rayında çıkmış CHP’nin değişik bir versiyonu durumuna düşmüş, hatta akıl hocaları da defolu Türk soludur. Sezai Temelli, Ertuğrul Kürkçü… vs. Genel seçimlerde Mehmet Emin Aktar’ı 9. sıraya koyarak meclise göndermediler, esamesini duymadığımız birilerini ilk sıralara koyarak vekil yaptılar, bu vicdana sığar mı? Ben DEM’in mantalitesine karşı olan bir vatandaşım ama benim bile zoruma gitti.
DEM’İN BU YANLIŞ SİYASETİ KARŞISINDA İNSANIMIZ “YA SEBUR” ÇEKİYOR.
Vatandaş 80 yıl devletin yanlışlarına karşı “ya sabur” çekti, 20 yıldır da bu harekete karşı “ya sabur” çekiyor. Niye 20 yıldır diyorum çünkü bu süre içinde Kürt vatandaşlarımıza yönelik birçok gelişme oldu, şu DEM mantığını taşıyanlar hep dudak büktüler, elinin tersiyle ittiler.
Onun için diyorum ki; “DEM son demlerini yaşıyor”
Editör: Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesine Serra Bucak ve Doğan Hatun eş başkan olarak seçildiler, buna yönelik neler söylemek istersiniz?
Kaya: Bir defa seçilen bir kişidir, resmiyette Ayşe Serra Bucak seçilmiş, ikincisi nasıl eş başkan oluyor anlayamıyorum, ne karar verme yetkisi var, ne de imza yetkisi, bu Eş başkanlık sistemi hayatın akışını bozuyor.
BİR BELEDİYEDE İKİ BAŞKAN OLMAZ, ÇÜNKÜ SÜNNTÜLLAHA AYKIRIDIR
Üstat Bediüzzaman Allah’ın varlığı ve birliği konusunda örnek verirken şöyle diyor; Bir ilde iki Vali, bir ilçede iki Kaymakam, bir köye iki Muhtar olamayacağına göre bu kainatı yaratan Allah da tektir, gayet akla uygun bir örnek, peki hal böyle olunca bir belediyede nasıl iki başkan oluyor? bunlar akıl babalarının eserleridir. Yanlış karşısında gıkları dahi çıkmaz, başka bir ifade ile “Kandilin kayyumlarıdır.”
Halk her geçen gün bu durum daha iyi fark ediliyor, bunu da belirtmek isterim. Bence seçilen başkan kandili/mendili unutmalı, halka hizmet etmelidir.
Beşikten mezara kadar halka hizmet etmekle yükümlü olan belediyenin siyasi işlerle, ideolojik meselelerle uğraşması akla ziyandır, bu devirde işini yapmayan yarı yolda kalır, halk onlara iyi gözle bakmaz.
ÖNEMLİ OLAN ŞUDUR; BELEDİYE HALKA HİZMET EDECEK Mİ, ETMİYCEK Mİ? BAŞKANIN İNANCINI SORGULAMAK BİZE DÜŞMEZ
Serra Bucak soysal medya hesabında aileyi küçük gördüğü, ahrete inanmadığı, eşcinselliğe özgürlük olarak baktığı bir şekilde medyaya yansıdı, doğrusu inancıma ters olsa da beni o kadar bağlamaz, ben onun Belediye Reisesi olarak icraatlarına bakarım.
*Bu şehri temiz tutacak mı?
*Trafiğinde bir rahatlamaya imza atacak mi?
*Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı fakir fukaraya el atacak mı?
*Camilerimizin temizliğini ve güvenliğini sağlayacak mı?
*Cenaze hizmetlerinde vatandaşımızın yanında olacak mı?
*Musluklarda içilebilir suya ulaşacak mıyız?
*Belediye çalışanlarının haklarına, emeğine riayet edecek mi? Tabi bankamatik memurları/işçileri varsa onların işlerine bir an evvel son vermeli.
*Okullara gerekli ilgiyi göstererek eğitim öğretime bir katkısı olacak mı?
*Kürtçe dil kurslarını açacak mı? Dilin kamusal alanda kullanımına katkısı olacak mı?
*Evlenen çiftlere bir katkı verecek mi?
*Yaşlılarımızın evde bakım hizmetlerini yapacak mı? …vs
Yani üç ay, altı ay sonra belediyenin performansını değerlendirirken bu tür faaliyetlerini değerlendireceğiz. Yoksa inanıyor inanmıyor, dini şudur, budur demeye gerek var mı? Elbette ki hayır.
Editör: Sizce kayyum atanabilir mi?
Kaya; Kayyum kanunlarda yeri olan bir atama biçimidir. Sadece DEM’in kazandığı belediyelere değil başka belediyelere de atanabilir, ancak bir belediye işine bakarsa kayyum neden atansın?
BAŞKAN İŞİ OLMAYAN İŞLERLE UĞRAŞIRSA, BİRİLERİ DE ONUNLA UĞRAŞIR.
Belediye merkezi yönetime meydan okursa, siyaset yapıp bu şehrin huzurunu bozarsa, PKK militanlarının şehirde daha rahat faaliyet göstermesine ön ayak olursa, hele hele eski yanlışları yapıp belediyenin imkanlarıyla direk ya da dolaylı bir tarzda Kandilin talimatlarına uyarsa, kayyum atanması kaçınılmaz olur, bu defa kayyum atanırsa bence vazife valiye verilmez, belki daha rahat çalışması için Anakara’dan birileri atanır, çünkü Diyarbakır gibi bir yerde hem valilik yapmak hem belediyeyi idare etmek çok zordur, ben bu kanaati taşıyorum.
*Keşke bir önceki soruyu cevaplarken dile getirdiğim konularda belediye işine baksa da Kayyum atanmasa, değil mi?
Bakın şehrimizde kayyum uygulaması vardı, ama Diyarbakır seçmeninin %60’i DEM’e oy vermedi, diyeceksiniz ki “Ak Parti de çok az oy aldı” Ak Parti o kadar iddialı değil ki, ayrıca aday tespitinde rol alanlar da DEM’in ekmeğine yağ sürdüler.
Editör: DEM’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kaya: Ben genel olarak milliyetçilik ekseninde siyaset yapan partilerin zaman içinde küçüleceğine inanıyorum, üstelik DEM Kürt vatandaşlarıyla barışık bir siyaset yapmıyor, iman, edep ehli bir Kürd’ün DEM’in yanında bir eşcinsel kadar değeri yoktur. Programlarında kendilerine verdikleri ayrıcalıkları buna işarettir.
GELECEĞİN TEMEK KAVRAMLARI; AİLE, AHLAK VE İSLAMİ DEĞERLER OLACAK
Aile, ahlak ve İslami değerlere bir kıymet biçmeyen hiçbir parti uzun ömürlü olamaz. İnsanlık bu temel değerler üzerinde ayakta kalabilir, bu değerleri bir kenara bırakan topluluk hayvanlar sürüsüne dönüşür.
DEM olsun başka bir parti olsun ya Aile, Ahlak ve İslam’ın temel değerlerine bağlı siyaset yapacaklar ya da Allah onların sevgisini kullarının kalbinden alacak, bu iki kere iki dört eder kadar doğru ve ciddi bir iddiadır.
Eski devlet anlayışı o kadar Müslümanları astı kesti, Kürtlere her türlü zulmü yaptı ne onu ne onu bitirebildi. Karanlık bir akıl şöyle düşündü; ya bu Kürtleri CHP tabanına benzetirsek onları yok etmemize gerek kalmaz dedi ve bir projeyi oluşturdu, bu güne kadar da paldır küldür yürüyor.
KÜRT; SADIK, MÜTEDEYYİN VE CESSUR KİMSEDİR
Üstat Bedizzaman Kürdü tarif ederken; Sadık, Mütedeyyin ve Cesur olarak tarif ediyor. Siyasiler ya bu üç özelliğiyle Kürtleri kabul edecek, yada kendileri kaybedecektir. İki kelime Kürtçe konuşmakla Kürt olunmaz, Kürtlük bir şahsiyetin adıdır.
Bu gün Diyarbakır ve havalisinde mevcut medreselerde beş bin gencimiz yetişiyor, bunlar İslam dünyasına hizmet edecekler, bu parti pirtiler bunlar ayakları arasında kaybolup gidecekler diye düşünüyorum.
Eğer DEM Kürtleri düşünüyorsa bunu hesaba katsın, yok eğer ipleri kandilin elindeyse vala ömrü kısadır. Benden söylemesi.
Editör; Diyarbakırlılara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Kaya: Elbette ki var, aslınıza dönmelerini bekliyorum, Diyarbakır değerleriyle barışık bir hayat yaşamalarını tavsiye ediyorum.
Aslını kaybeden bir toplum, başka kültürlerin gölgesinde kalırlar, zamanla varlıkları hissedilmez, kaybolup giderler.
TABİİN KENTİ, KADİM ŞEHİR DİYARBEKİR İNSANINI SELAM VE DUA İLE SELAMLIYORUM
639 yılında peygamberimizin vefatından sadece 7 yıl sonra İslam ile
şerefyab olan bu şehir bir Tabiin kentidir. İslam beşeri düşünce değil ki zamanla demode olsun, çağlar üstü değerlere sahiptir. Aslında dünya bu ruhu kaybettiği için bunalıma düşmüş ve bir türlü huzur bulamıyor.
Dolayısıyla bu konuda insanlığının önünü açmak Medine’nin münevverleri kadar biz Diyarbekirlilere de düşüyor.
Selam ve dua ile şu kadim şehrin sakinlerini selamlıyorum. Dedi.
Kayak:Müslüman Dünya Medya grubu
Editör:Mehmet Han Kaya