Bugun...



Diyarbekir Fethi Anadolu'nun İslam ile müşerref olması için ilk kapıdır.

Diyarbakır Ensar Vakfı Şubesi ev sahipliğinde Emekli Din Görevlisi Araştırmacı-Yazar Aziz Yatkın hocamız tarafından Diyarbakır Fethi temasıyla bir seminer verildi.

facebook-paylas
Güncelleme: 27-05-2025 05:33:44 Tarih: 27-05-2025 05:26

Diyarbekir Fethi Anadolu'nun İslam ile müşerref olması için ilk kapıdır.

Diyarbakır Ensar Vakfı Şubesi ev sahipliğinde Emekli Din Görevlisi Araştırmacı-Yazar Aziz Yatkın hocamız tarafından Diyarbakır Fethi temasıyla bir seminer verildi.

Yatkın hocam özetle şunları dile getirdi.

Şehrimizin arka arkaya iki önemli günü var; 27 Mayıs Diyarbekir’in fetih günü, 28 Mayıs ise Ashab-i Kehf uyanış günüdür.

Ashab-i Kehf dünyada 34 yerde, Türkiye’de ise dört yerde vardır. Ancak birçok elle tutulur delillerden anlaşılan o ki geçek Ashab-i kehf hadisesi Diyarbekir’de yaşanmıştır.

Hz.Ömer(ra) Ebu Ubeyde bin cerrah’a talimat göndererek, İyad Bin Ganem komutasında Diyarbekir’in fethi için içinde en az 1000 sahabenin olduğu 8000 kişilik ordu hazırlanır.

Diyarbakır’ın muhafazası için büyük surun etrafında küçük bir sur daha vardı,  iki sur arası da su doluydu, bir de şu anda mevcut olan Sur yani geçilmesi imkansız gibi görülüyordu,

Orduda Sa’d bini Zeyd de var, ki Hz.Ömer’in eniştesi ve aşrı mübeşşeredendir.O zaman daha Hz.Ali(keremellahu vechehu) hayatta, Hz.Osman(ra) hayattaydı.

5 Ay kadar şu andaki fetih camisinin olduğu karşı tepede çadır açıyorlar, bir yandan Diyarbakır’ın fethi için fırsat kollarken diğer yanda Farkin, Entax ve Ergani gibi yerleri de fetih ediyorlar.

*Beş ayı Mayıs’tan geriye doğru gidilirse anlaşılan Aralığın sonunda ya da Ocak ayında sahabe ordusu buraya gelmiştir. O karda kışta nasıl ısındılar? binlerce asker nasıl yiyeceklerini temin ettiler? orasını düşünmek lazım. (bunu ben bir an düşünceme geleni ekledim)

O süre içinde Meryem-i Dara adında bir bayan şehrin valiliğini yapıyor. Birkaç akşam  komutan’ın akşam yemeğinden ekmek alan bir köpek takip edilerek şehre girmek için bir yol bulunuyor.

Uygun bir vakitte tespit ettikleri bu kanalla içeri geçerek Allah’u ekber nidalarıyla şehre girip birkaç saatlik bir çatışmayla kapılar açılıyor. Meryem-i dara ve iki danışmanı gizli bir tünelle kaçıyor ve şehir teslim alınıyor.

Sasani’ler ve Bizans’lar buralara hüküm edince hem zulüm ediyorlardı, hem de ağır vergiler topluyorlardı. Ancak Sahabe ordusu fetihten sonra emniyet ve güven vaad ediyor, cüzi bir cizye gayri Müslim’den isteniyor ve halk mutlu oluyor.

Teamül gereği en büyük ibadethanesi olan Martoma kilisesi bu günün ulu camisine dönüştürülüyor. Mortoma, Hz.İsa’nın havarilerinden biridir. Başka yerde ölmüşse de en son kemikleri Meryem ana Kilisesi’ne defin edilmiştir.

Fetihten sonra Sultan Sa’sa 6 ay şehrin valiliğini yapıyor ve Fetih esnasında aldığı yarayla şehit oluyor, daha sonra başka birçok  sahabe Diyarbekir’e valilik yapıyor. O gün bu gündür bu şehirde Ezanı Muhammedi okunur.

Bir anekdot;

1926 yılında  zamanın Belediye başkanı Nazım Önen Hz.Sa’sa mescidinin minaresini yıkmak istiyor, 1925 olaylarının yorgunu olan halk hiddetinden ne yapacağını şaşırmış vaziyette etrafta toplanmış, bir gergin hava var, yıkım işinde çalışan arabanın tekerleğinden fırlayan bir taş o kalabalığın içinden 5-6 yaşındaki Başkanın oğlunun gözüne gelip bir gözü patlıyor, Bu da yaşanmış bir vakadır.dedi.

Daha sonra soru cevap faslıyla seminer tamamlandı.




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 276 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DİYARBEKİR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI