![]() |
Tweet |
29 Haziran günü Bolu’daki Selamet Akıncıları istişaresine katılan Merhum Adnan Tanrıverdi Paşanın yol arkadaşlarından E.Albay Arif Çelen, Orduda çektikleri haksız muameleden, 15 Temmuz sonrasındaki Şuradan bahsettikten sonra Diyarbakır’da çalıştığı günlerin özlemini yad etti.
Çelenk şunları dile getirdi.
“28 Şubat sürecinde dindar subay olmamız gerekçesiyle önce sağa sola sürgün edildik, daha sonra Ordudan atıldık. Aynı süreçte emekliye sevk edilen Adnan Tanrıverdi Paşa ile bir araya gelip değerlendirmeler yaptık. Adnan Paşa bizlere; "Atılmanızda çeşitli kişi ve kurumların dahli olabilir, ama unutmayalım ki küllî iradenin de dahli vardır. Milletin bilgilendirilmesi için Anadolu'yu adım dolaşmalıyız" diyerek bizlere yepyeni bir hedef belirledi. Yüzlerce Subay-Astsubay Adnan Paşamızın riyasetinde Asder çatısı altında toplandık. Gün geldi Binbaşı olarak uzaklaştırıldığımız vazifeden, yapılan yasal düzenlemeyle Albay olarak emekli edildik.
15 Temmuz gecesi hepimiz sahadaydık. Bir nevî yarım kalan askeri görevimizi o gece tamamladık...
Bir hafta sonra Adnan Paşa'm ve Asder yönetimi olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine istişare için Külliye'de idik. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle küçük bir şura toplantısı...
Aramızda orgenerallerin, bakanların olmadığı bir şura toplantısı...
Adnan Paşa'nın bu ülkeye, bu millete çok büyük hizmetleri oldu. Orgeneral olarak askeriyede kalsaydı bu kadar milletimize faydası olmazdı diye düşünüyorum” dedi.
"Askeri okuldan uzaklaştırılınca Diyarbakır-Silvan'a sürgün edilmiştim. Bir süre Silvan’da kaldım, Silvan halkının bana olan teveccühünü ömrüm boyunca unutamam" diyerek şu anekdotu paylaştı.
*DIYARBAKIR'LILAR BİZİ SEVER, BİZDE DİYARBAKIR'LILARI*
Askerî Okullarda görev yapan inançlı subaylar 1994'de okullardan kıtalara sürülmüştü. O sürgünde ben Sakarya'ya, daha sonra da Diyarbakır Silvan'a gönderilmiştim...
1995 Ramazan'ı, her gece teravih için Silvan Selahaddin Eyyubi Camisindeyim...
Namaz çıkışı caminin bahçesinde benimle musafaha etmek için o mübarek insanlar sıraya giriyordu, bir taraftan da aralarında ki söz kavgalarını yapmalarını hiç unutamam
Ne kavgası biliyor musunuz?
Beni evlerine misafir etme kavgası...
-Bu gece ben misafir edeceğim,
-Hayır! dün sendeydi bu gece sıra bende,
-Olmaz bu gecede ben götüreceğim kavgası...
Bu tatlı sahiplenme kavgası her akşam ama her akşam devam etmişti...
*Namaz kılan bir subaya hasret olma kavgası...*
1996 Aralık'ta Ordu'dan atılmıştım. Aradan yıllar geçti ve 2010 yılında konferans için Diyarbakır'dayım... Dinleyicilere bu anekdotu anlatınca salonda büyük bir alkış tufanı kopmuştu...
Diyarbakırlıdaki İslami hassasiyet budur dostlar” dedi.
Emekli Albay Arif Çelenk’ın beyanatlarıdır.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com.tr genel yayın yönetmeni