|
Tweet |
Ülkemizde bir zamanlar aile planlamasının uygulanması için bir sürü yol ve yöntemlere başvuruldu, en hafifi çalışana verilen çocuk yardımında kendini gösteriyordu; sadece iki çocuk için çocuk yardımı veriliyordu, diğerleri sanki evlat değilmiş.
Doğum kontrol hapları, kürtaj…vs yeter ki çocuk yapma gerisi önemli değildi.
İlginçtir, ölüm yardımı doğum yardımından daha fazlaydı.
Ülkemizde milyonlarca genç işsizken iş bulmada kadına pozitif ayırımcılık yapmak akıl karı değildir. Eğer evde koca çalışmıyorsa önceliği kocaya vermek lazım, koca çalışıyorsa kadını çalıştırıp bir eve iki maaş vereceğimize karı kocanın çalışmadığı aileden kocayı çalıştırmak daha adil olmaz mı?
Allah aşkına soruyorum çalışan çiftlerden oluşan ailelerin kaç tanesinde 2 ya da 3’ten fala çocuğu vardır? Bu oran %1, yada sıfır olduğu kesindir. Peki biz böyle mi nüfus artışımıza ivme kazandıracağız? Sen onu külahıma anlat. İki kuruşluk vicdanı olan gelsin Prof.Dr. Selman Öğüt’ü dinlesin, ona göre karar versin.
Prof.Dr.Öğüt diyor ki;
“Nüfus artışına ihtiyacınız varsa Kadının istihdamını azaltacaksınız, kadın istihdamının arttığı her yerde doğum oranları azalıyor, bilimsel veri ortada, bir yandan kadını istihdam edip, diğer yandan çocuk beklemek imkansızdır.
Neymiş efendim çalışmak özgürlükmüş, bunu bir zamanlar Naziler yazıyordu, yahu çalışmanın neresi özgürlüktür arkadaş? çalışmak bir sorumluluktur, bir ödevdir. Bunu özgürlük olarak pazarlayan sözde modern dünya kadınları annelikten kopardı, daha ötesini söylüyorum çalışmamayı bir onursuzluk, çalışmamayı bir aşağılık olarak görenler var.
Evde oturuyorsun, çalışmıyorsun, çocuğuna bakıyorsun o zaman sen işe yaramazsın, af buyurun inek de doğuruyor, tavuk ta yumurtluyor, ama şu anda çocuk doğurmak ülkemizde en büyük ihtiyaç, en büyük hizmet, çünkü çocuk yoksa devlet yok, millet yok, efkar yok, Ar-Ge, inovasyon yok, ekonomin küçülüyor.
Bizdeki Feministler literatürü de takip etmiyorlar, Amerika’da feministler kadınların çocuğuna bakma hakkını tartışıyorlar, uluslar arası hukukçu, Clinton’un danışmanı kendisine teklif edilen üst düzey bir görevi “çocuğuma zaman ayıramam” gerekçesiyle reddetti, bu kadın feminist, gel de Türkiye’deki başörtülü feministlere bunu anlat, diğerlerini bir kenara bırakın, onlar zaten feministliği belden aşağı özgürlük olarak değerlendiriyorlar”. Dedi
Peki ehli vicdan bir kişi bu tespite itiraz edebilir mi? Ebetteki hayır, maalesef durum bu. Bizdeki KADEM de, KADER de, Mor Çatı’da buna itiraz ediyor.
Vatandaş olarak bu oluşumları size şikâyet ediyorum. Siz siz olun bu oluşumların oyunlarına gelmeyin, katkı vermeyin. Bunlar 2684 numaralı yasanın mühafızlarıdır. Bunlar aile kurmayı bırak, var olan aileleri dağıtıyor.
Huzurunuzda Prof.Dr. Selman Öğüt hocaya bu dobra dobra konuşmasından dolayı tebrik ediyorum. Bu hocayı bulsam ellerinden öpeceğim.Şimdi soruyorum niye binlerce profesör bu konunun vahametine dikkat çekmiyorlar?
Selam ve dua ile kalın.
Eyüphan Kaya