Tweet |
Selamlama konuşmasından sonra Kaya özetle şunları dile getirdi;
“Ortadoğu diyebileceğimiz bir bölgede bu üç benzer sorun yaşanmakta olup, batının seküler aklıyla bu meselelerin çözülmesi mümkün değildir. Bu mevcut sorunlar BM’den bağımsız, Bölge devletleri gözetiminde İslam Adalet Divanı’nın adil kararlarıyla ancak çözülebilir.
Bu sorunlar;
1-İsrail-Filistin sorunu,
2-Kıbrıs sorunu,
3-Kürdistan sorunudur.
Aynı bölgede bu üç benzer sorun asrımızın handikapları durumuna gelmesi çerisizliğin bir ifadesidir.
Birleşmiş Milletler(BM)’nin bu hantal yapısıyla varlığı, İslam Adalet Divanı(İAD)’nin yokluğu bu sorunların ömrünü uzatmaktadır.
İsrail-Filistin sorunu;
*İsrail-Filistin meselesinde İsrail’i uyarmakla durdurmakla mümkündür. Komşu ülkeleri havada ve karada sınırlarını savaş pahasına da olsa kapatmaları yeterlidir. Haksız bir istila olmasına rağmen 1967 sınırları dışında İsrail’e yaşam/yerleşim hakkı verilememelidir. Filistin tam özgür ve bağımsız bir devlet olarak varlığı dünya ülkeleri tarafından kabul edilmelidir.
Ayrıca İsrail’in Ard-ı mev’ud hayalleri ve üstün ırk safsatası insanlık için bir sorun teşkil etmektedir. İsrail’i zorla durdurmak dışında bir yol gözükmemektedir.
Ayrıca İsrail’i tanıyan devletlere bir çağrım var; Bir devletin devlet olarak tanınmasının şartlardan biri belli sınırlar içindeki hükümranlığıdır. Şu anda sınırı belli olmayan bir İsrail devleti var, dolayısıyla bu tanınma kararının geri çekilmesi lazımdır diye düşünüyorum.
KKTC Meselesi;
*Kıbrıs sorununun çözümü için ikili devlet dışında başka bir alternatif çözüm yoktur. Kıbrıs, Türkiye için bir ileri karakol olup, şu andaki mevcut istikrarı uğruna Türkiye şehit vermiş, binlerce gazileri var. Bundan birkaç yıl önce “Kıbrıs’ın tapusu Diyarbakırlıların elindedir” başlıklı bir yazı yazmıştım. Çünkü Diyarbakır’da yüzlerce Kıbrıs gazisi yaşamaktadır. Maalesef KKTC olarak tanıdığımız bu mazlum halkın yaşadığı devlet sadece Türkiye tarafından tanınmaktadır. Bir an evvel başta İslam ülkeleri olmak üzere dünya ülkeleri tarafından tanınması lazım.
Kürdistan Meselesi;
*Kürdistan sorununa gelince, Güney Kürdistan’ın İslam ülkeleri tarafından tanınması lazımdır. İran ve Suriye Kürtleri için makul, uzlaşmacı, huzur verici özerk bölgeler oluşturması lazımken, Türkiye Kürtleri için ülke bazında anayasal düzeyde hak ve özgürlüklerinin verilmesi ve kurucu iki halktan biri olan Kürtlerin öz vatanında huzur içinde yaşamalarına imkan verilmelidir.
Bunun için de Kemalist sistemden vazgeçilerek 23 Nisan 1920’de dualarla açılan TBMM’nin o Anadolu kokan ruhu ile barışık, İstiklal marşından ilham alan, Veda hutbesini referans alan bir yeni anayasa ile mümkün olur diye düşünüyorum.
Şu andaki mevcut dünya düzeni BM rehberliğinde iflas edip dünyaya kan ve gözyaşı dışında bir şey getiremedi, BM işleyiş tarzı dizayn edilmesi, karar almada referans değerlerinin İslam’in adalet anlayışıyla barışık hale getirilmesi lazımdır, elzemdir.
Malumunuz sahih rivayetlere göre 124 bin peygamber, 313 resul ve 5 ulul azm gelmiş ve insanlığın nasıl adil bir yönetilme yönetilebileceği ortaya konulmuştur. Bu müktesebat atmosferinde çalışacak, adil kararlar verecek İslam Adalet Divanı kurulmalıdır.
Gerçekten dünyada huzur içinde isteniyorsa, silah sanayisine “dur!” denilmek isteniyorsa mevcut sorunlarımızı “ilahi öğreti” ile çözebiliriz diye düşünüyorum.
Hutbe-i Şamiye İslam Ülkelerini birleştirip, huzura kavuşturabilir
İslam dünyasının sorunlarını dert edinip gerçekten çözmek istiyorsak üstat Bediüzzaman’ın 1911 de Şam Emevi camisinde irad ettiği ve Hutbe-i Şamiye olarak bilinen risaleyi satır satır analiz etmek gerekir.
Selam ve selametle kalın.
muslumandunya.com.tr genel yayın yönetmeni