![]() |
Tweet |
Allah için selamlaşalım dostlar!
Köklü Değişim dergisi adına bir araya geldiğimiz Burhan Ercan ve Sadullah Tükenmez kardeşimizle "Gazze için birleşelim" konusunda bir istişarede bulunduk. İstişare esnasında şu düşünceler dile geldi.
Gazze için selamlaşalım,
Hilafet için selamlaşalım,
İttihad-i İslam için selamlaşalım,
İnsanlığa bir hayat reçetesini sunmak için selamlaşalım.
Birleşmiş Milletler(BM) 2 Milyar Müslüman’ı yok sayıyor
İslam dünyası Avrupa Birliğinden ibret alarak en kısa zamanda selamlaşmalı ve dünyaya bir ayar vermelidir.
Baksanıza BM 193 devlet üyeli bir oluşum ama gücü İsrail’e yetmiyor, BM’nin göz boyama bir oluşum olduğu hala anlaşılmıyor mu?
Beş daimi üyenin kararına göre iş yaptığına göre bir üye dahi bir karara “hayır” derse kararın geçerli olamayacağını düşünürseniz, 1>192 olduğu anlaşılmıyor mu?
Bu beş üye arasında İslam dünyasını temsilen bir kimsenin olmayışı 2 milyar insanı adamdan saymadığının bir işareti değil mi?
Amerika’nın emrinde olan yöneticilerimizi gayri meşru ilan edelim
O zaman tüm İslam ülkeleri bir an evvel BM’den ayrılmalı ve İslam Birliğini oluşturmalı, buna itiraz eden ülke yönetimlerini de “gayri meşru” kabul edip iktidardan düşmeleri için bir plan yapılmalıdır.
Mesela Gazze zulmü karşısında Mısır, Ürdun ve Suudi Arabistan’ın günahı en az İsrail kadar büyük olduğunu dünyaya, İslam dünyasına ve bu ülkelerin halklarına anlatılmalıdır, ta ki o yönetimler değişsin, İslami hassasiyeti olan yöneticiler gelsin.
*Hem Sisi Şehit Muhammed Mursi gibi İhvan-i Müslim’in liderini haksız yere devirdi, biz niye Sisi’yi devirmek için bir plan uygulamayalım? Mısır Ordusunda üç beş tane namuslu General yok?
İslam dünyasının bu hallere düşmesinin sebebi uluslar arası sinsi sözleşmelerdir.
Uluslararası seküler sözleşmelere hayır!
Bu gün halkı Müslüman olan devletler, Müslümanlığın hassasiyetlerine dikkat etmeden idare ediliyorlar. Devletlerin kadrosu Fulbrihgt Bursu ile yetişen kimseler tarafından şekilleniyor. ABD bu sözleşmeyle hem müfredatımızı kontrol ediyor, hem de devletin temel taşlarına kendi adamlarını yerleştiriyor, yani daha düne kadar devletimiz ABD’nin ali menfaatlerine göre olup bitenler karşısında bir duruş sergiliyordu. Ordumuz o peygamber ocağı dediğimiz kışla ABD çocukları tarafından idare ediliyordu, arada bir de Anadolu insanlarını tokatlıyor, terbiye diliyordu. O eski karanlık devlet hakkında buna benzer bir paragraf dahi yazsaydınız hayatınıza mal oluyordu.
Birbirimize destek olup, dua edelim.
Müslümanlar arasında mizaç farkı olsa da temelde birlikte hareket etmeleri lazımdır, ülke yönetimi İslami değerler ile barışık kimseler tarafından idare edilmelidir.
Hülefa-i Raşidin;
Hz.Ebubekir(ra) Sadakatiyle
Hz.Ömer(ra) Adaletiyle,
Hz.Osman(ra) Merhametiyle,
Hz.Ali (Keremellahu vechehu)cesaretiyle ön plana çıkmışsa da hepsi İslam’ın temel değerlerine bağlıydı.
Yani mizaç farkı Müslümanlar arasında tefrikaya sebep olmamalıdır.
Hz.Ali’ye (ra)sormuşlar; “neden senin zamanında hilafet o kadar zor geçiyor” o da diyor ki “diğer halifeler zamanında ben vardım, benim zamanımda onlar yok.” Aslında bu tespitiyle Müslümanlar arasındaki dayanışmanın önemine vurguda bulunuyor.
O zaman içeride ve dışarıda düşmana karşı yekvücut olmalıyız. Hem siyaseten, hem sivil toplum olarak temel meselelerde birlikte hareket etmeliyiz. Bir birimizi eleştirirken insaflı davranmalı, Müslüman kardeşimizin moralini yüksek tutmalıyız.
Dünya seküler mantıkla idare edilemiyor
İlahi öğretiyle dünyayı huzur içinde yaşatmak zor değil, yeter ki dünyanın dümenini haşa min huzur(haziruhu tenzih ederim) edepsizlerin elinden kurtaralım.
Yüce Allah 124 bin peygamber, 313 resul ve 5 ulül azm göndermişse biz insanlar yeryüzünde huzur içinde yaşayalım diye göndermiştir, eğer bu gün birileri insan aklını tabulaştırıp, ona göre hareket ederse dünyaya huzur gelmez, çünkü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ilahi öğreti yok!
Ya Allah deyip harekete geçmeden Allah’ın yardımı gelmez
Ben kimya hocasıyım, katalizör başlaması mümkün olmayan tepkimeleri başlatamaz, ancak işlemekte olan tepkimeyi hızlandırır. Dolayısıyla Müslümanlar üstüne düşeni yapmadıkları müddetçe Allah’ın yardımı gelmeyecek. Evet Gazzeli kardeşlerimiz en yüce makam olan şahadetle ebedi hayata terhis oluyorlar, ama bir bu zulüm karşısında takındığımız tavır kadar payidar oluyoruz.
Netenyahu’yu yakalamalıyız
Eğer elimizde bir İslam ordusu olsaydı, Netenyahu’yu çoktan yakalayıp asmıştık. Bu savaşı da durdurmuştuk. İslam Ülkelerinin Orduları böyle bir zulüm karşısında taraf olmazlarsa ne işe yararlar acaba? Eskisi gibi darbeler de kalmadı ki kendi vatandaşlarının sırtına binsinler.
Hilafet ruhu artık bedeniyle buluşmalıdır
Ne yazık ki cebren ve hile ile İslam dünyasını başı olan Hilafet makamını ortadan kardılar, açıktan açığa “ilğa ettik” demediler, “Hilafet TBMM’in şahsı manevisine mündemiçtir” dediler, peki hilafet vasfını taşıyan bir meclis bu kadar yersiz, gereksiz yasalar yapar mı? 6284 numaralı yasayla Allah’a meydan okur mu? Hilafet ruhu artık meclisten çıkması ve İslam dünyası için birleştirici bir rol üstlenmesi lazımdır.
İslam dünyasının yetkilileri ahalisine kulak vermelidir
Biz yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz, doğrularına doğru, yanlışlarına yanlış diyeceğiz. Hani Hz.Ömer’in(ra) bir sözü var; “Bir yanlış karşısında beni uyarmazsanız sizde hayır yoktur, ben uyarınıza uymazsam bende hayır yoktur” diyor.
Bütün bu olup bitenlerden kurtulmak için “ey iman edenler iman edin” ayeti kerimesi gereği bir kere daha düşünmeli ve Müslümanlar arasında ittihad kurmak için bir çalışma ve çaba sarf etmeliyiz.
Selam ve selametle kalın, vahdet içinde kalın.